Necati Doğru

Sözcü

Düşün! Düşün!

Asgari ücret artışını emekçiler, işçi sendikaları, emekçi aileleri, pazarcılar ile mahallenin kasabı, manavı, berberi, marketi, tuhafiyeci esnafı da beğenmedi. Düşün! Düşün! Ezdirmem dedi. Sözünü tutamadı. Ezdirdi. Oysa sözünü tutmak için bütün dünya ekonomi profesörleri ile tüm iktisat dehalarının bile şaşkınlıktan parmaklarını ısıracağı "koltukt

Şamgenden Devrime!

Sadece kimlik kartlarını göstererek; Belçika'dan Fransa'ya, Malta'dan Polonya'ya seyahat edebiliyorlar. Çat kapı! Gidip geliyorlar. Avrupa Birliği üyesi 27 ayrı ülke insanı; sokak süpüren çöpçüden ordu yöneten generale sınırları pasaportsuz, vizesiz geçiyorlar. Adına "Schengen" dediler. 14 yıl önce de Suriye'nin o günkü lideri Esad ile Türkiye'nin

Eli kelepçeli! Kalemi özgür!

TV ekranında öfke gösterisi yapar, izleyenin öfkesini almaya aracılık edersin, çok izlenirisin. Gazeteci Özlem Gürses, bu yolu seçmedi, öfke alma gazeteciliği yapmadı. Dedikoduları, iftiraları, karalamaları araştırmadan gerçek diye sunmak kolaycılığına kaçmadı. Gözlem topladı. Farklı bakış Deneyim. İzlenim biriktirdi. TV ekranında yaptığı programl

Tayyip zengininin yüz karası!

Aslında "kömür karasına" haksızlık etmek istemem. Kömür karası, beni bağışlasın. Benzetme yaparken müsrif oluyorum, müsrifliğime versin. Kömür karası, alın teri demektir. Tayyip Erdoğan dönemi zengini ise yine "yüz karası" ile gündem oldu. Şirketin adı: Limak. Ortakları da var. Desteklendiler. Kollandılar. Koltuklandılar Ve sonunda Cumhurbaşkanı'na

Şüphe!

Mısır'a giderken uçağın kapısında"Rabia işareti" yaptı. Türkiye'ye özgü onu anlatan bir işaret bulup da Mısır'a "yenilenmiş olarak"gitseydi, ilham verici olacaktı. Öncülük eden. Örnek alınan. İlham veren Türkiye! İşareti Rabia! Arap saçına döndü. Mezhepler, dinler, aşiretler, milis güçler, etnik silahlı ayrılıkçılar, vekalet savaşı askerleri; say

Suriyeye deterjan!

Suriye yandı, yıkıldı, acılara gömüldü. Bunun baş sorumlusu Suriye halkının kendisidir. Dinlerin, mezheplerin, etnik kimliklerin kanun ve kurallarını arkaya iterek; öne hukuku-eşitliği-özgürlüğü geçirip demokratik, laik, tam bağımsız, çağdaş, çalışkan "ulus" olamadılar. Kini büyüttüler. İntikamı beslediler. Bölündüler. Birlik beraberlik içinde yaş

Tayyip zenginleri!

GÜÇ bozar, mutlak güç mutlaka bozar demişler. Denizde, karada, havada yaşanan örneklere bakınca; "güç bozar"diyenler haklı çıkıyor. Güç, paradır. Bugün para dolardır. Doların varsa güçlüsün. Bu nedenle devlet şirketi iken; bin bir destek, ittirme, kayırıp kollama sonunda özele satılan PETLAS'ın yönetim kurulu üyesi iş adamı Abdülkadir Özcan, THY u

Apo koklama! Colani üfürme!

Abdullah Öcalan hapishaneden özel araçla alınıp Ankara'da Meclis'e gelsin "el uzat-sın"önerisiyle başlayan "Apo koklama"adımı, Şam'da HTŞ lideri Ebu Muhammed El Colani'nin otomobili de"nefeslenmeye" gelip vidalanarak bağlandı. Yeni dönem açıldı. Yeni dönem! 2 adımlı geldi. Apo koklama! Colani üfürme! Bu yeni dönemin sonunda; Abdullah Öcalan ve onu

Çarpa çarpa!

Terzi elin kırılsın dar geliyor düğmeler. Fransızlar; "eşitlik-kardeşlik-özgürlük" demişlerdi ama kendileri Fransız devriminin bu 3 ilkesinin arkasında durmadılar. Suriye'de BAAS markalı Fransız gömleğine Esad ailesi; "Rus ve İran düğmesi montajlayıp" 61 yıl idare etti. Beden içi kof! Şişti, büyüdü. Dikiş tutmadı. Patlayacaktı. Dikişler patladı. S

2 lider!

Şu dünyada "topu topu iki lider kaldık, biri ben diğeri Putin" demesi eşitler arasındaki çaresizliğin ilanı sayılır. Kanlı diktatör Esad, ülkesini bırakıp kaçtı tamam da; "bu iki lider Esad kaçarken" onun arkasındaydılar. Putin! Koruyucusuydu. Erdoğan! El uzatmıştı. İkisi de Esad'ın ordusunu, ülkesini, devletini, halkını geride bırakıp kaçacağını