19 Mayıs: Meyveli ağaç!

Mustafa Kemal Atatürk, "Benim bütün umudum gençliktedir" demişti. Son yıllarda bazı politikacılar, bazı tarikat aydınları, bazı pozisyon aydınları, bazı kötü niyetliler, kirli pasaklı bir propagandanın üzerine abandılar. 19 Mayıs'ı yurttaşların ve özellikle gençlerin kalbinden, zihninden, beyninden nasıl sileriz diye kötülük düşündüler, kötülük ürettiler.

Bir çeşit "yeni düzen" kurup; "19 Mayıs 1919'un gençliğin yüreğinde kabul görmesini" yıkmak istediler.

Dindar gençlik dediler.

Altın nesil uydurdular.

19 Mayıs gençliğine dudak büktüler. Bazı yıllarda bahaneler uydurup; kutlamaları erteleme yoluna bile gittiler.

Bugün 19 Mayıs!

106 yıl önce bugün, emperyalist saldırganlığın vatan toprağından atılıp temizlenmesi ve egemenliğin bir kişiden, bir aileden, halifeden alınıp kayıtsız şartsız millete verilmesi için atılan adımın ilk günü. 19 Mayıs 1919; Kuvâ-yi Milliye'nin "mandacı aşısına" dur dediği gün.

19 Mayıs'ın önemi; "mandacı aşının yere çalınmasından" geliyor. Bağımsızlık isteyenlere "mandacı aşısı" vurulmalı, başkaldıranlar susturulmalıydı. Sevr Antlaşması yapılmış, Osmanlı ordusu dağıtılmıştı. Askerden kaçanlar haydut olmuş halkın malını soyuyor, can alıyorlardı. Bu karanlık tabloya karşı koyacak görünmeyen bir güç vardı. O güç, "namus günüdür" diye ayağa kalktı. Anadolu vatanseverliği; "mandacı aşıya karşı Kuvâ-yi Milliye'yi kurup" örgütledi. 19 Mayıs 1919'un önemi buydu.

19 Mayıs 1919: Çok meyveli ağaçtı. Yurttaşlığı yükseltti. Fırsat eşitliğini yarattı.

Özgürlükleri genişletti.

Ulusal bilinç aşıladı.

Tarihi sahiplendi.

Dini, istismardan kurtardı.

Bağımsızlık bayrağı oldu.

Böyle yüzlerce meyve verdi. Meyveli ağacı taşladılar. O ağacın Anadolu topraklarına dikildiği günün meyve vermeye başlamasının 106'ncı yıl dönümü bugün.

Kutlu olsun.

Bugün yine 106 yıl öncesi gibi umuttan esiyor aynı rüzgar: Adaletin, talimat adaleti olmaktan çıkıp yeniden "hukukun üstünlüğü"ne geçildiği, kuvvetler ayrılığı ilkesini yeniden güçlendiren, dini siyasete alet etmeyi tamamen silip bitiren, gerçekten tam bağımsızlığa sarılan, dış borç bulup yemeyen, dış borçla kalkınma olmayacağı gerçeğini anlamış, çok çalışan, çok üretip çok biriktiren, tarımını ileri teknoloji ile birleştirmiş, eşit gelir dağılımını gerçekleştirmiş, seçimle gelenin seçimle gönderildiği, yeniden Lozan, yeniden yurtta sulh cihanda sulh diyen ve bunu isteyen yurttaşlar ülkesi Türkiye! Gençler böyle bir Türkiye istediklerini meydanlara akarak gösteriyorlar.