"Güneş Sistemi"ne, diğer bir deyişle "Manzume-i Şemsiye"ye bağlı hareket eden gezegenleri bir bütün olarak Bediüzzaman Hazretleri "Güneş'in meyveleri" (Sözler) olarak da tarif eder.Gökyüzündeki bu muhteşem sanat eserlerinin sayıları hususunda yine Bediüzzaman Hazretleri en doğru bilgiyi ilim ve insanlık alemiyle (on iki olarak) ifade etmiştir. İfad
Tarihin ayinedarlığında; Bediüzzaman'a, eserlerine ve talebelerine baktığımızda, tarihi şeref levhalarıyla bezemişler. Şöyle ki:1- 1878 yılının bir bahar ayında dünyaya teşrif ettikten sonra, küçük yaşlarda ilim ve irfan davası için mücadele hayatına atılmıştır. 2- İlk defa 1907'de Van'dan İstanbul'a teşrif ederek, bölgenin ve ülkesinin problemleri
Bediüzzaman Hazretleri "Hak ve hakikat inhisar altına alınamaz." ve "Hakk'ın hatırı âlîdir." der. Bediüzzaman'ın; müsbet hareket anlayışı içinde olduğu ve haklılığının isbat edildiği görülmüştür.Bediüzzaman Hazretlerinin içinde bulunduğu dehşetli hadiselerden olan Divan-i Harb-i Örfî'deki davranışını da buna misaldir. Şöyle ki; 31 Mart Hadisesi dol
Bediüzzaman Hazretleri'nin, te'lif ettiği eserlerle farklı meslek ve meşreb sahibi olanların yanı sıra gençlerle de buluşmuş, konuşmuş ve onlarla hasbihat etmiştir.Der ki: "On beş sene evvel Rehber'in başında yazıldığı gibi, bazı gençler kendilerinin hayat-ı dünyeviye ve uhreviyesini muhafaza için yanıma geldiler. Ben de onlara lillâh için o Rehber
1973 yılının bir kış günü Van'a bağlı Gürpınar ilçesi sınırları içindeki Kiril köyüne gitmiştik.Sebeb-i ziyaretimiz ise; Bediüzzaman Hazretlerinin, Şâfiî ilmihaline dair bilgileri kapsayan ve köyün ileri gelenlerinden Şeyh Salih Efendi'de bulunan "Cem'ü-l-cevâmi" adlı üç yüz sayfalık kitabı görmekti. Doğu'nun çetin kış şartları içinde yaptığımız zo
Tarih ve kültür şehri olma özelliğiyle öne çıkan Bursa'da Bediüzzaman Hazretlerini sağlığında ziyaret ederek onun dualarına mazhar olan iki son şahit yaşamaktadırlar.Bunlardan birisi İsmail Doyuk, bir diğeri ise Erdoğan Utangaç'tır. (Üstad, ismini "Rıdvan" olarak değiştirmiş.) Bursa Yeni Asya Eğitim ve Kültür Vakfı'nın 'ihtiyar delikanlıları' olara
Kelime manası itibariyle tevafuk; birbirine uygunluk hali demektir. Risale-i Nur'un satır aralarında bu husus sıkça görülür.Bu da Risale-i Nur'da yazılanların, Kur'ân'dan süzülen hakikatlar olmasından kaynaklanır. Bunlar Risale-i Nur'ların hakkaniyetine dair; birer imza, birer sikke ve birer mühür hüviyetindedir... Kastamonu yıllarında Bediüzzaman
Hazret-i Mevlana Halid-i Bağdadî, hicrî on ikinci asrın müceddididir. Bediüzzaman Hazretleri ise, on üçüncü asrın müceddididir.Günümüze intikal eden bu mühim mesele hakkında, Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Hafız Hacı Tevfik Göksu'nun, Sikke-i Tasdik-i Gaybî eserinin başlarında yazdığı değerlendirme mevcuttur. Onlardan birisi şöyledir: İMA
Vefatlarının sene-i devriyeleri münasebetiyle...Üstad'ı gören ve ona talebe olma mazhariyetine eren her şahsiyete karşı muhabbet içinde olmak; Nurların bizlere kazandırdığı hususiyetlerden biridir. Bayram Yüksel ağabey 1931 yılında, Bolvadin'e bağlı Çoğul Köyü'nde dünyaya geldi. Bu vesileyle "Çoğullu Bayram" olarak da bilinir. Nur hizmeti içinde ih
Aziz Üstadımıza mekan ve makam olmuş Nur beldelerinden birisi de, Kastamonu vilayeti ve çevresidir...Kısmet oldu; yağmurlu bir havada, sabah vaktinin ilk ışıklarıyla girmiştik Kastamonu'ya... Bu güzel mekana ilk gittiğimizde, Nur dostumuz ve gazetemizin temsilcisi olan İbrahim Vapur'u aramış; Nur dershanesinde soluklanmıştık... Sonrasında, Üstadımı
© 2016