Adilcevazlı Bekir Ağa

(Vefatının sene-i devriyesi münasebetiyle...)Üstad Bediüzzaman'ın senasına mazhar olan; Adilcevazlı "Bekir ağa" veya "Bekir Bey" lakablarıyla tanınan Abdülceliloğullarından Adilcevazlı Bekir Çelik'in, Nur hizmeti içinde Nur postacısı olduğu bilinmektedir. Bizim de köyümüz olan Köçeri başta olmak üzere; Adilcevaz'a bağlı bütün köylere çerçilik vasıtasıyla giderek Nur risalelerini anlatan Bekir Ağa; bizim köye geldiğinde, bizler ilk mektep son sınıf öğrencisiydik. Merkebinin heybesinde bulunan Nur formalarını köylülere çıkartarak, "Ben okuma bilmiyorum, bu yazıları okuyun da bir dinleyelim" der ve Nur'ları okuturdu. Bekir Ağa'yı küçüklüğünde gören ve onun hizmetlerine şahit olan bir şahsiyet de; Muradiyeli "Postacı Kamil" olarak tanınan Kamil Acar'ın oğlu Yusuf Acar'dır. Yusuf Acar, hatıralarını şöyle anlattı: "Ben de Bekir Ağa ile tanıştım. Babam Kamil Acar, Muradiye'de iken ve ben ilkokul 1. sınıfta iken 1960 yılında Bekir Ağa bize misafirliğe gelmişti. Atının üzerinde bir heybesi vardı, onun içinde eserleri taşıyordu. Onun ümmi olduğunu, okumasının olmadığını babam sonradan bize anlatmıştı. Her yeni tanıştığı kişiye, 'Benim okumam yok şu kitabı biraz bana okur musun' derdi. Hem de eserleri bu şekilde en ücra yerlere kadar götürür bazen hediye ederdi." Risale-i Nur'un satır aralarında yer alan bir mektub ise şöyledir: "Ümmî, fakat allâmelerin işini gören ve esrar-ı Kur'âniye'ye karşı Isparta'nın intibahına sebep olan, ahiret kardeşim Adilcevazlı Bekir Ağa'nın Sözler hakkındaki ihtisasatıdır." (Said Nursi) "Fazilet-meâb Üstadım Hazretleri, Efendim, evvela arz-ı tazim ve hürmetle mübarek ellerinizi öperek, her an ve zaman lisanıma yakıştığı kadar dua eder ve duanızı rica ediyorum. Efendim; malumunuz, fakir talebeniz ve kardeşiniz cahil olduğum halde,