Kılıçdaroğlu CHP'yi Zafer'e taşıdı!

Kılıçdaroğlu ve ekibinin hedefi, Sinan Oğan'ın aldığı yüzde 5,17 oy...Ümit Özdağ'ı gölgede bırakacak kadar 'nefret söylemi'ne girdiler.Kılıçdaroğlu, sığınmacılar için "damarlarımıza sızan başıbozuk insan seli, kaçaklar, potansiyel suç makinesi, mafya çeteleri" ifadelerini kullanırken, yüzünde de nefret vardı.O yüzde 5,17 'sığınmacılardan nefret edenler' miEvet içlerinde Özdağ ve Oğan seçmeni var.Ama Muharrem İnce'nin seçmeni de var.Oğan ve İnce'nin 'öncelikli tehdit' gördüğü de sığınmacılar değil, 'PKK ve FETÖ terör örgütleriyle mücadele.'Oğan'ın seçimde sürpriz oy almasının arkasında -İnce'nin deyimiyle- "FETÖ ve PKK'nın yaydığı, CHP'nin de fayda umduğu" iftira kumpasına tepki vardı.Kılıçdaroğlu yine yanlış okuyor...Avrupa'ya başka, kendi seçmenine başka konuştuğu anlaşılmaz zannediyor.14 Mayıs'ta bile anlamadı yanıldığını...Kılıçdaroğlu'nu dinledim.Kağıttan okudu ama yüzünde öfke vardı.Seçim sonucuna mı, sığınmacılara mı anlamadım...Ama ne okuduğunun farkında değil gibiydi.Suriye'den gelenler arasında Kürtler de var...Türkmenler de...Ezidiler, Süryaniler, Asuriler de...Hangi Suriyelileri göndereceklerArap olanları mıGenetik analiz mi yapacaklarKılıçdaroğlu, HDP'lilerle, "Bir oy Kılıçdaroğlu'na" diyen sözüm ona 'halkların kardeşliği'ci solcularla, sosyalistlerle, komünistlerle konuşurken böyle söylemiyor!Tıpkı Avrupalılarla konuşurken böyle konuşmadığı gibi...Onların da haklarını teslim edelim; gayet iyi susuyorlar!Tarihin en büyük sığınmacı akını sorunlara neden olmuş mudur, evet.Memleketten akrabalar tası tarağı toplayıp gelse bile sorun çıkar.Ama bu sorunu yönetmek, çözmek akıl, fikir, insaf ve izanla mümkündür...Irkçılık, sığınmacı düşmanlığı, nefret siyaseti Türkiye'nin ne sağcısına ne solcusuna yakışıyor.Sonra dönüp, yüz yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan Türkmenlerden, Kürtlerden, Araplardan, Ezidilerden, Süryanilerden, Asurilerden oy istiyorlar.Suriye'den gelenlerin akrabalarından!Hele Avrupa'ya ayrı, iç siyasete ayrı; doğuya ayrı, batıya ayrı konuşmak yüzsüzlüğü...Nasıl da sakil...ABD, SEÇİMİ 'TÜRKİYE UZMANLARI'NA YORUMLATMIŞWashington merkezli düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi, 14 Mayıs seçimlerini analiz etsinler diye üç uzmanı konuşturmuş.Amerika'nın Sesi (VOA) sitesinin haberinden okudum. Biri, emekli büyükelçi Alper Coşkun; Türkiye'nin NATO Daimi Temsilci Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Güvenlik İşleri Genel Müdür Yardımcılığı, Bakü Büyükelçiliği ve Uluslararası Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü yapmış. Halen, ABD'de Carnegie Uluslararası Barış Vakfı kıdemli uzmanı.Coşkun'a göre muhalefeti terör örgütüyle işbirliği 'içindeymiş' gibi gösteren bazı unsurlar ve Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğinin topluma 'hatırlatılması'nın yanı sıra, Türkiye'nin 'isimsiz ve soyut bir dış gücün muazzam tehdidiyle karşı karşıya olduğu'na dair 'korku tacirliği' yapılması; Erdoğan'ın Türkiye'yi güvende ve sağlam tutacak tek lider olduğunun 'öne sürülmesi' etkili olmuş.Coşkun'a göre, "Bu söylem hayat pahalılığı, yıkıcı depremin etkileri ve yardım çalışmaları sırasında açıkça görülen hükümetin beceriksizliği"ni unutturmuş!Kılıçdaroğlu'nun 'mesajlarındaki alçakgönüllülüğü' ise yeterli olmamış.PKK ile YPG, YPG ile SDG, her üçüyle HDP arasındaki ilişkiyi, işbirliği yaptığı CHP de kabul ediyor, örgütlere maaş ödeyen ABD de. Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğini önce ortağı İyi Parti milletvekili sonra bizzat kendisi siyasete taşıdı.Önce bizzat ABD Başkanı, sonra Fransa, Almanya, ardından hepsinin Ankara büyükelçileri ve medyalarının bütün unsurları manşet, kapak, başyazı ile saldırıya geçti.Yıllarca Türkiye'nin çıkarlarını yurtdışında savunsun, korusun, gözetsin ve ilerletsin diye kritik görevler verilmiş emekli büyükelçi için bu 'bilgi'ler önemsiz!Üstelik bütün kariyeri son 20 yılda!Demek ki Türkiye adına görev yaptığı yıllarda Türkiye aleyhine algı oluşmasına böyle katkıda bulunmuş.Diğeri, Soner Çağaptay; İsrail lobisine yakın ve Türkiye karşıtı 'düşünce'lerin üretildiği Washington Enstitüsü'nün Türkiye Masası Direktörü.Çağaptay'a göre ise Erdoğan kutuplaştırıcı taktiklere döndü; medyanın yüzde 90'ına sahip olduğu için bilgi akışını tamamen kontrol etti; Türkiye