AB liderleri boş oturup boş kalkmış...

Avrupa Birliği liderlerinin oluşturduğu Avrupa Konseyi, geçen hafta yaptıkları zirvede Türkiye ile ilişkileri de değerlendirdi.

Liderler zirvesinden sonra yapılan açıklama ise boş ve tutarsızdı.

Türkiye ile ilişkiler 'tam üyelik müzakereleri yapılan ülke' olarak değil 'stratejik bir tartışma' olarak tanımlandı.

Bunun açıklaması da "AB'nin, Doğu Akdeniz'de Türkiye ile işbirliğine ve karşılıklı yarara dayalı bir ilişkinin geliştirilmesinde stratejik çıkarı vardır" şeklinde yapıldı.

İşbirliği alanlarının geliştirilmesi için 'yapıcı katılımı' da Türkiye'den beklendi!

Yani, "Türkiye'yle ilişkinin gelişmesinde bizim stratejik çıkarımız var. Ama bunun için Türkiye yapıcı davranmalı!"

Türkiye'yi yıkıcı, uzlaşmaz gösteren bir bakış açısı var.

Devamında da Türkiye'yi AB'nin çıkarları doğrultusunda adım atmaya zorlayan Kıbrıs konusu var.

"AB-Türkiye işbirliğinin daha da geliştirilmesi amacıyla Kıbrıs çözüm müzakerelerinin yeniden başlatılmasına ve ilerleme sağlanmasına özel önem verildiği" vurgulanmış.

Ve "Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde, ilgili BMGK kararlarına uygun olarak ve Birliğin kurulduğu ilkeler ve müktesebatla uyumlu olarak kapsamlı bir çözümüne tam bağlıyız, destekleme konusunda aktif bir rol oynamaya hazırız" denilmiş.

Kıbrıs'ta BM çerçevesinde çözüm için yapılan referanduma Türk tarafı evet, Rum tarafı hayır dediği halde, Rum tarafını 'bölünmüş bir toprak parçası olarak' tam üye yapan AB değilmiş gibi!

Bu yaptıklarını da 'meşrulaştırmak' için sadece 'BM çerçevesinde çözüm'den de bahsetmemişler, "AB müktesebatına uyumlu olması" şartını da eklemişler.

Ne güzel değil mi.

İşbirliğini ilerletelim, çünkü AB'nin bunda çıkarı var.

Daha önce de işbirliğini ilerletmiştik, Türkler ve Rumlar birlikte kazanacaktı.

Sadece Rumlar kazandı!

Bunu bir daha yapalım diye bekliyorlar!

Bildirinin Ukrayna ve Gazze bölümleri de ayrı facia.

AB liderleri, Rusya'nın Ukrayna'da sivillere yönelik hava ve füze saldırılarını 'güçlü bir şekilde' kınamışlar.

İsrail'in Gazze'de sivillere yönelik askeri saldırı ve işgal eylemlerini kınamışlar mı

Hayır, değinmemişler bile.

Ukrayna'ya insani yardım ve sivilleri koruma konusunda yardım sağlanmasına yoğunlaşacaklarını, jeneratör gibi enerji ekipmanları tedarik edeceklerini söylemişler.

Gazze için ise acil ateşkes ve koşulsuz barış için "ortaklarıyla birlikte çalışma" taahhüdü vermişler!

Ukrayna'ya, acil hava savunma sistemi, füze ve topçu mühimmatı gibi askeri yardım sağlayacaklarını söylemişler.

Filistin'de iki devletli çözüme dayanan barışa olan bağlılıklarını tekrarlamışlar.

Ukrayna'ya, Rusya'nın Avrupa'da dondurulan varlıklarından elde edilen gelirleri aktaracaklarını söylemişler.

Gazze için ise Filistinlilerin insani yardıma erişimlerinin sağlanması gerektiğini söylemişler.

Ukrayna için halihazırda yaptıklarını ve bizzat yapmaya hazırlandıklarını ve yapacaklarını söylemişler.

Filistin için ise 'dilek ve temenniler' ile kime söylendiği belli olmayan çağrılar yapmışlar.

Zaten 'Ortadoğu' başlığı da İran'ın İsrail'e saldırısını kınamakla başlıyor.

İsrail'in güvenliğine ve bölgesel istikrarına olan bağlılıklarını yinelemişler.

İran'a ve vekillerine "tüm saldırıları durdurma" çağrısında bulunmuşlar.

Bir de, Suriyeli mülteciler durumu var.

Konsey, "Suriyeli mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerine yönelik koşulların sağlanması"ndan bile söz etmiş.

Ama 1948'den beri Filistin'den 'İsrail devleti' ve silahlı çeteleri tarafından yerlerinden edilen milyonlarca Filistinlinin "BM kararları gereği" geri dönüşlerinden söz etmemişler.

Bu bildiriyi yazarlarken bile İsrail Gazze'de Filistinlileri öldürüyor, evlerini yıkıyor ve onları göçe zorluyordu!

Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'ndan hak ettiği tepkiyi gördü bu metin.

"AB'nin Türkiye'ye ve küresel gelişmelere dair stratejik vizyon eksikliği"