Barla'ya sürgün

Jandarma er Şevket Demiray bir Cuma sabahı görevinin başındayken bir memur vasıtasıyla belediyeye gelmesi söylendi. Hemen yola çıkarak belediyeye gitti.

Çağrıldığı odaya gittiğinde kaymakam, jandarma kumandanı, belediye encümen azaları ve başında sarığı, sırtında cübbesi bakışları heybetli bir zat vardı.

Jandarma kumandan, Demiray'a şöyle tembih etti: "Bak oğlum bu hoca efendiyi alıp Barla'ya götüreceksin. Bu zat meşhur Bediüzzaman Said Efendi'dir. Vazifen çok mühimdir. Oraya karakola teslim edince evrakları imzalattır, döner dönmez durumu buraya da bildirirsin."

Jandarma eri baş üstüne diyerek Bediüzzaman ile belediye binasından çıktı. Yolda yürürken jandarma eri, "Hocam, sen benim atamsın kusura bakma, ne yapayım vazifemdir" dedi.

Daha sonra Eğirdir Gölü iskelesine yürüyerek geldiler. Kayıkçıyla elli kuruşa anlaştılar. Parayı Bediüzzaman ödedi. Sonra Bediüzzaman, on kuruş daha vererek çekirdeksiz kuru üzüm aldırdı. Bediüzzaman kayığa bindiğinde elinde eşya olarak bir sepet, sepetin içinde çay demliği, birkaç bardak ve bir de seccade vardı. Diğer elinde ise Kur'ân-ı Kerim vardı.

Kayık öğleden sonra yola çıktığında kayığın toplam beş yolcusu vardı. Hava, soğuktu ve göl yer yer buz tutmuştu. Kayıkçılardan biri elinde uzun bir sopa buzları kırarak kayığa yol açıyordu. Bu esnada Bediüzzaman kayıktakilere kuru üzüm ve şark pestili ikram ediyordu.

Kayık, yavaş yavaş yol alıyordu. Parmağındaki taşlı yüzüğü ve sırtındaki çok kıymetli kumaştan abası kayıktakilerin dikkatini çekmişti. Bir müddet sonra ikindi vakti gelmişti. Bediüzzaman kayığın yönünü kıbleye çevirdi ve tekbir getirerek namaza durdu. İlk defa böyle bir tekbir duyduklarından kayıktakiler ürperdi.

Kayık iki saatlik bir yolculuktan sonra Barla iskelesine vardı. Jandarma eri iskele korucusu Burhan'ı görünce hemen ona seslendi. Burhan yanlarına geldi. Burhan, Bediüzzaman'ın sepetini ve postunu merkebe yükledi.

Jandarma eri tüfeğini sol omuzuna aldıktan sonra Bediüzzaman'ın sol koluna girerek bir saatlik yürüyüşten sonra Barla'ya vardılar. Hava kararmış, akşam olmak üzereydi. Akmescit'in yanında bulunan karakola geldiler.

Karakolda nahiye müdürü Bahri Bey ve karakol kumandanı vardı. Jandarma eri Bediüzzaman'ı onlara teslim etti ve evrakları imzalattı. Geceyi de Barla da geçirerek sabah Eğirdir'e döndü. Bediüzzaman'ın sürgün yolculuğu 1 Mart 1926 tarihinde başlamıştı. 1 Mart 1927 tarihinde ise üçüncü sürgün yeri olan Barla' ya varmıştı. Bediüzzaman'ın yaşı ise elliyi doldurmak üzereydi.