Bediüzzaman ve hırsızın tövbesi

Bediüzzaman'ın ayak bastığı her toprakta derin izler bıraktığını binlerce sayfalık hatıralarından anlıyoruz.Tanıştığı ve görüştüğü insanlarda meydana getirdiği etkinin şiddetini şahitlerden öğreniyoruz. Bediüzzaman'ın Emirdağ'a sürgüne gönderildiği günden itibaren sıkı takip ve katmerli baskı altında bir hayat sürmüştür. Emirdağlılar onu zamanla tanıyınca gönüllerinde Allah'ın sevgili bir kulu olarak taht kurmuştur. Bediüzzaman, Emirdağ'a getirildikten bir süre sonra kaymakamlıktan aldığı izin sonrası kırlara ve Adaçalı Tepesi'ndeki Yorgun Baba Türbesi'ne sık sık ziyarete gitmiştir. Bediüzzaman'ın talebelerinden Çarşı İçi Camii imamı Hafız Namık Şenel'in Seydi Yüce isminde şerli ve aynı zamanda hırsız bir komşusu varmış. Emirdağlılar her an ne yapacağı belli olmayan bu adam için "bomba" diye bir isim takmışlardır. Bu adamın yaptığı vukuatlar saymakla bitmezmiş. Seydi Yüce isimli bu hırsız bir gün sabahın erken saatlerinde Adaçalı tepesinde çobanın uyuduğu bir anda sürüden bir koyun çalıp götürmüş. Bediüzzaman da o saatte Adaçalı Tepesi'ndeki Yorgun Baba Türbesi'ne gitmekteydi. Seydi Yüce çobandan çaldığı koyunu sürükleyerek götürürken aniden karşısına Bediüzzaman çıkar. Hırsız Bediüzzaman ile göz göze gelince heyecanlanır çaldığı koyunu hemen bırakır. Ne yapacağını şaşırır ve yerde çakılmış gibi kalakalır. Birden yaptığından pişman olur ve ani bir kararla Bediüzzaman Hazretleri'nin elini öpmek için yanına gider. Bediüzzaman da hızlı adımlarla yürümeye başlar. Seydi Yüce de Bediüzzaman'ın elini öpmek için peşine düşer. Seydi Yüce, koşmasına rağmen Bediüzzaman'a bir türlü yetişemez. Hâlbuki Bediüzzaman Hazretleri normal adımlarla yürümektedir. Bir süre sonra Bediüzzaman gözden kaybolur. Hırsız Seydi Yüce, şaşkın mahcup ve korkmuş bir şekilde komşusu Hafız Namık Hocanın evine gider. Hafız Namık Hoca'ya Adaçalı Tepesi'ndeki yaşadığı olayı mahcup bir şekilde anlatır. Ardından Bediüzzaman Hazretleri'nin elini öpmek için çok koşmasına rağmen bir türlü yetişemediğini de üzüntüyle anlatır. Seydi Yüce, Hafız Namık Hocaya "Hocam Bediüzzaman Hazretleri'nin bana elini öptürmemesinde bir iş var. Ne olur bana yardım et! Bediüzzaman