İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

Gazze için çaresizce

Hoca, Gazze konulu cuma hutbesini bitirdikten sonra hutbenin dışına çıktı ve şöyle dedi: "Gazze için bana gelip 'dua edelim' diyorsunuz ya aziz müminler. Cihat zamanı dua emziklilere, hastalara, engellilere, savaşamayacak kadar yaşlılara, kurda-kuşa düşer. Cihat zamanı zafer için dua etmek, savaşabilecek durumdaki Müslümanlara düşmez." Namazı hangi

Eminem'in gelini Saraçhane'de doğurmuş

Babam, dedemin en büyük oğlu. Ben de babamın en büyük oğluyum. Dedem baba olduğunda da babam baba olduğunda da aynı yaştalarmış. İkisi de yirmi yaşındaymış. Yani dedem dede olduğunda yaşı kırkmış. Ben baba olduğumda yaşım otuz ikiydi. Şimdi kırk sekiz yaşımı bitiriyorum. Allah ömür ve izin verirse dede olabilme yaşıma en erken altmış ve sonrasında

Kuçu kuçu hoşt hoşt

İnsanlar pek meraklıdır değil mi "kaza değişir mi, kader değişir mi" diye sorup tartışmaya. Derviş, bütün tartışmaları bitirecek duayı şöyle edermiş: "Allah'ım, biz senin bizim hakkımızdaki kaza hükmünü değiştirmeni istemiyoruz. Ancak o kaza hükmünde bize lütufta bulunmanı talep ediyoruz." Ben şöyle anlamaya yatkınım bunu. Ne ki yaşıyoruz ve ne ki

Bu ünlüleri bu faşistlerin elinden kurtaralım

Aklıma epeydir takılan bir konuda, sözüne, bilgisine, mesleki yetkinliğine çok güvendiğim birkaç insanla uzun, upuzun bir fikir alışverişinde bulundum ve yargım netleşti: Türkiye'de şarkıcı, oyuncu, ünlü dediğimiz bir takım isimler faşist bir mekanizma tarafından esaret altında tutuluyor. İnsanların konuşması da, konuşmaması da, fikir beyan etmesi

Nur Serter kıtalar dolaşıyor

Hatırlayacaksınız. Yaklaşık iki sene önce Kuzey Kıbrıs'ta Siyonistlerin epeyce toprak aldığını, kendilerine çok yüksek güvenlikli siteler inşa ettiklerini, uzun vadede zaten İsrail'e erişim için bir istasyon gibi planladıkları Güney Kıbrıs'ın yanına Kuzey Kıbrıs'ı da eklemek istediklerini yazmıştım. İsrail'in uzun vadeli amaçları arasında "birleşik

Bir dağdan iner gibi

Dervişe "bayram nedir" diye sormuşlar; "her halin geçici olduğu bilmektir" demiş. "Hangi gündür" diye sormuşlar; "O'ndan gayrısını murat etmediğin her gündür" demiş. "Bayram geldiğinde ne yapmak icap eder" diye sormuşlar; "Sıla-i Rahim gerekir" demiş. "Ya nedir sıla-i rahim" diye sormuşlar, "insanın kendinden O'na firar etmesidir" demiş. Derviş bu.

O esnada memleketin bir başka yerinde

Hayır. Mübarek ayda erkek erkeğe öpüşmeyi marifet sayanların, Şehzadebaşı Camii şerifinde mezar taşı kıranların, cami duvarına işeyenlerin, cami bahçesinde iki bira çakanların, teravih namazı boyunca davul zurna çalanların, polise asit atanların, İsrail lehine boykot listesi açıklayanların olduğu "yer"den söz etmeyeceğim. O yerin "karşıtı" olan bir

Çatrak

Türkiye, kaderini arayan bir ülkeden "kaderini yaşayan bir ülke"ye döndü ve bu öyle çok uzak bir tarihte de olmadı bana kalırsa."One minute" ile başlayıp 17-25 Aralık ve Gezi olaylarıyla devam eden süreçte Türkiye, "karar zamanı" benzeri bir tarihi kırılmanın içinden geçti. Tarihler 15 Temmuz gecesini gösterdiğinde ise o iş tamamdı. Türkiye, o tari

Yakarış

Nerede olduğumuzu bilmediğimiz bir tepede kalmış hissediyoruz kendimizi Yarabbi. "Yaklaşma" dediğin ağaca yaklaşmış, "uyma" dediğin şeytana uymuş, kendimizi incir yapraklarıyla örtmeye çalışmış ve dünyaya, bilmediğimiz bir coğrafyaya fırlatılmış gibi hissediyoruz kendimizi. Bir çölde, bir dere kenarında, bir okyanus kıyısında üç şey arayarak geçiyo

Bu bir tarihi fırsattır ve kaçırılmamalıdır

Evet ve kesinlikle, Ekrem İmamoğlu'nun ve 100'e yakın insanın gözaltına alınması, bir savcının böylesi büyük çaplı bir yolsuzluk ve terör finansmanı davasına dalması Türkiye için tarihi bir fırsattır. Umalım ve dua edelim ki ülkemiz bu fırsatı heba etmesin; sonuçları ne olursa olsun, ucu kime dokunursa dokunsun bu bağırsak temizliğini hakkıyla gerç