Yeni kabineyi nasıl okumalı

ÖNCELİKLE içinde yaşadığımız gerçekliği doğru tespit etmeliyiz. AK Parti'nin kurulduğu günden bugüne kazandığı seçim başarılarının hepsi, tartışmasız bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a aittir. Bunu söylemek bu başarının içerisinde başka amillerin olduğu gerçeğini yadsımak anlamına gelmez. O amillerden en büyüğü şüphesiz Erdoğan'a destek olan geniş toplum kesimleridir. Partisi, teşkilatı, tabanı, müşahiti, seçim çalışması yapanlar, adaylar ve tabiiki oy verenler. Ancak bu unsurların hepsini bir araya toplayıp istikamet çizen, harekete geçiren, yola düşüren ve yol boyunca çekip çeviren Erdoğan'dır. Dolayısı ile son seçim başarısı da Erdoğan'a aittir. Bunun altını ısrarla çizmek Erdoğan'ı övme çabası ya da tek adam hevesi değildir. Sadece içinde bulunduğumuz siyasi şartları doğru tespit etmektir. Ancak bu perspektifle bakılınca yeni kabineyi doğru okuyabiliriz. Yeni kabine de Erdoğan'ın kurduğu kabinedir. Kabinenin kodlarını okurken gözden kaçırmamamız gereken en temel husus budur. Seçime giderken artık görev almak istemediğini beyan eden iki istisna haricinde tüm bakanları liste başı milletvekili adayı yapmak Erdoğan'ın liderlik inisiyatifiydi. Bunu yaparken seçimden sonra ortaya çıkacak parlamento aritmetiğinin bazı bakanları geri döndürmesine fırsat vermeyeceğini ya da ucu ucuna fırsat vereceğini şüphesiz hesap etti. Böyle bir durum olursa tamamen yeni bir kabine kurmak durumunda kalacağını da biliyordu. Pekala daha çok sayıda bakanı milletvekili yapmayıp daha sonra bakan olarak değerlendirmek için elini rahatlatmak isteyebilirdi. Ama yapmadı, lider olarak kararını başka türlü verdi. Bugün geldiğimiz noktada kabinenin büyük ölçüde yenilenmiş olması da kucağında bulduğu bir sürpriz değil hesap ettiği bir seçenektir. Keza üç dönem kuralına takıldığı için milletvekili adayı olmayan siyasetin içinden bazı isimleri; uzun süredir aynı bakanlıkta hizmet eden bakan yardımcılarını, genel müdürleri; siyasetin dışından özel sektörden gelen başarılı yöneticileri bakan yapmak da diğerleri