Muhalefetin getto nefreti

GERİDE bıraktığımız yerel seçimlerin dikkate alınması gereken neticelerin yanında bir de sonradan uydurulan kerametler var. Bunların en sık dillendirileni muhalefetin ve özellikle muhalif tabanın duygu durumuna yönelik. AK Partili ya da AK Partiye yakın bazı isimler, yerel seçimlerin yıllardır muhalefette biriken öfke ve nefretin kontrollü bir şekilde boşalmasına yardımcı olacağını söylüyorlar. Bu görüşe göre yıllardır iktidarın her türlüsünden yoksun kalan muhalefet kazandığı belediyeler sayesinde yerelde iktidar sahibi olacak ve yoksunluktan kurtulacak. Bunun neticesinde yıllardır biriken muhalif öfke ve kin dinecek.
Eğer muhalefet gerçekten iktidardan dışlanmış olsaydı bu görüş doğru kabul edilebilirdi.
Ancak muhalefetin iktidar ile kurduğu ilişki bir dışlanmadan ziyade bir gettolaşma ve kaçınılmaz radikalleşme olarak seyrediyor.
İktidar hem siyasi hem de toplumsal anlamda muhalefeti dışlamadı.
Ancak muhalefet bir siyasi strateji olarak gettoya çekilmeyi, radikalleşmeyi ve hatta bazen sembolik bazen de fiziksel şiddete meyletmeyi seçti. Her seçim kaybettiğinde yeni duruma adapte olmak bir yana yeni durumun varlığını toptan reddetmeyi tercih etti. Uzunca bir süre AK Parti ve Erdoğan'ın başarısını arızi bir durum olarak gördü. "Filan parti baraj altı kaldığı için bu kadar oy aldılar, ekonomik kriz olmasa iktidara gelemezlerdi, Amerika'nın desteklediği ılımlı İslam projesi" gibi arsız çocukların söylediği "acımadıki acımadıki" türünden tekerlemelere sığındılar. Daha sonra seçimlerin güvenliğini mesele haline getirdiler.
Aslında AK Parti'nin seçimi hileyle kazandığını söylediler. Tabii ki tüm bunlara halkın cahil bir koyun sürüsü olduğu için AK Parti'yi seçtiği tezi eşlik etti.
Söylemsel zeminde bunlar olurken siyaset arenasında ise daha kökten bir reddediş hakim oldu. Resepsiyona katılamama, Meclis'i boykot etme, Cumhurbaşkanı'nı alkışlamamaayağa kalkmama, Külliye'ye çağırıldığında davete icabet etmeme gibi çeşitli çocukça hamleler yapıldı.
Hamlelerin çocukçalığı bir yana muhalif tabandaki tesiri daha fena oldu.
Muhalif taban günden güne makul siyasetten koptu, siyasi gettosuna çekildi, radikalleşti ve saldırganlaştı.
Neticede muhalefetin durumu iktidardan dışlanma değil gettolaşma olarak gerçekleşti.
Dolayısı ile kazanılan belediyeler umulduğu gibi normalleşme getirmiyor.