Siyaseti tarihte yapmak

BAZI insanlar mazide yaşarlar. Günümüzün dünyasını ya anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri için geçmişin mesut günlerine sığınırlar. Bir de tarihte yaşayan siyasi partiler var. Günümüze dair söyleyecek pek bir sözleri olmadığı için siyaseti tarihte yapıyorlar. Geçmişin tartışmalarını, anlaşmazlıklarını veya çatışmalarını günümüze taşıyarak, bugün için siyasi pozisyon belirliyorlar. Haydi bunu da bir dereceye kadar anlayabiliriz. Nihayetinde kimlik siyasetin önemli bir parçası. Tarihi nasıl anladığımız ve yorumladığımız da kimliğimizle oldukça alakalı. Dolayısı ile tarih bir yönüyle siyasi bir mesele. Bu açıdan geçmişim meseleleri bugünün siyasetinde belirleyici olabilir. Ancak geçmişe saplanıp kalmak, bugüne dair söyleyecek bir sözü olmadığı için yegane malzemesini maziden bulmak sağlıklı bir tutum değil. Böyle olunca bir noktadan sonra tarihin siyasi tartışmaları da tükeniyor. Siyasi farklılaşma vesilesi olan tüm tarihi meseleler tükenince, bol bol üzerinde tepinince, sağını solunu çekiştirip artık elde kalmaya başlayınca yeni kavga alanları üretiliyor. Bugünlerde Lozan'ın yıldönümü münasebeti ile CHP'nin içine girdiği tutum tam olarak bu. Kılıçdaroğlu iktidara gelirsek Lozan'ı milli bayram ilan edeceğiz diyor. İyi de iktidara nasıl geleceksiniz En çok oyu alan parti mi olacaksınız Ya da Kılıçdaroğlu aday olup Cumhurbaşkanı mı seçilecek Ya da çıkacak bir ortak aday Cumhurbaşkanı seçilecek de Kılıçdaroğlu şimdiden ona talimat vermeye mi başladı Peki seçilecek Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Kılıçdaroğlu'nun talimatlarını neden dinlesin Bu sorular meselenin bir yönüne işaret ediyor. Diğer yönünde ise şu var; Lozan gerçekten 2023 Türkiyesi için bir siyasi farklılaşma vesilesi mi Bugün Türkiye'deki herhangi bir siyasi görüş Lozan'ı telin mi ediyor Her şey iyiydi güzeldi, devletimiz güçlü kuvvetliydi de Lozan'da