Siyasetçi de insan, ona da edep yakışır

Cumhurbaşkanı Erdoğan inşallah kısa sürede yakalandığı koronavirüs hastalığından kurtulacaktır. Günlük temposunu, çalışmasını, sabah bir yerde akşam bir yerde bu ülke için koşuşturmasını takip edenler zaten kuvvetli bir bünyeye sahip olduğunu az çok anlıyor. Bir de üstüne 7'den 70'e dünyanın her yerindeki insanlardan ve özellikle yönettiği ülkenin vatandaşlarından aldığı dualar da inşallah şifasına vesile olacaktır. Yapılan doktor kontrollerinde de hastalığının hafif geçtiği görülüyor. Eminim koronavirüs gibi bulaşıcılığı yüksek ve riskli bir hastalık olmasaydı, evinden çalışmayı seçmek yerine programını bozmadan rutin çalışma temposuna devam ederdi. Cumhurbaşkanı'nın hastalığı şüphesiz insani bir durum. Ancak siyaseten anlattıkları da var. Öncelikle tüm Türkiye'nin hastalığı birinci elden, hiç vakit kaybetmeden bizzat Cumhurbaşkanı'ndan duyduğunu not edelim. Sosyal medyada özellikle FETÖ'cülerin ve onların peşine takılan sözüm ona muhalif unsurların ikide bir Cumhurbaşkanı'nın ve yakın çalışma arkadaşlarının sağlık durumu üzerinden fitne çıkarmaya çalıştıklarını hepimiz biliyoruz. Demek ki neymiş; eğer birisi hastaysa ve bu rutini bozacak, toplumun duyması bilmesi gerekecek bir durumsa vakit kaybetmeden toplumla paylaşılıyormuş. Fitneciler utanmaz veya akıllanmazlar ama duydukları karşısında telaşa kapılıp "sakın doğru olmasın" diye düşünen iyi niyetli insanların kulağına küpe olsun. Muhalefet liderleri sosyal medya hesaplarından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'ye geçmiş olsun ve şifa dileklerini ilettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da şifa dileklerine yine sosyal medya üzerinden nezaketle karşılık verdi. Karşılıklı iyi dileklerin beyanı, şifa temennisi insan olmanın gereği. Taraflar üzerine düşeni, kendine yakışanı yaptı. Ancak özellikle muhalefet siyasetçilerinin bu vesile ile şapkayı önlerine koyup düşünmelerinde fayda var. Kendilerinin yaptığı, en temel insani vazifeyi