Seçmenin gündelik talepleri

Gerçekçi olmak lazım; yaklaşık 7-8 ay öncesine kadar muhalefet 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında hiç olmadığı kadar iddialıydı. O zamanlar da seçimi kazanamayacakları öngörülüyordu ama herkes daha ihtiyatlı konuşuyordu. O günlerden bugüne kadar geçen sürede iki farklı dinamik tabloyu değiştirdi. Bir tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan beklenildiği gibi içeriye daha fazla odaklandı. Seçimi ve dolayısı ile iç siyaseti daha fazla gündemine aldı. Beklenen hamleleri yaptı ve ciddi bir toparlanma oldu. Diğer tarafta ise muhalefet çok hızlı bir şekilde zaten zar zor toparladığı krediyi tüketti. 6'lı masadan dışarıya yansıyan siyaset hiçbir zaman Türkiye'nin nasıl daha iyi yönetileceğine dönük olmadı. Varsa yoksa adaylık rekabeti ve çekişmesi. Adaylık yarışında masanın diğer sakinlerini saf dışı bırakmak için yapılan hamleler seçmenin genelinde ciddi bir rahatsızlığa ve itibar kaybına neden oldu. Bugünkü tablo ise bildiğimiz gibi; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin rakibi yine kendileri. Kendi performanslarının üzerine koymaya çalışacaklar. Neden daha iyi yapmadıkları için sorgulanacaklar. Refah, büyüme, ekonomi, güvenlik gibi parametrelerde muhalefetin koyduğu daha doğrusu koyamadığı vizyon ile değil önceki performansları ile mukayese edilerek eleştirilecekler. Seçmenin büyük bir çoğunluğu iktidarın önüne koyduğu makro Türkiye tablosundan memnun. Ülkenin uluslararası sistemde günden güne artan ağırlığı seçmen tarafından da takdir ediliyor. Geminin dümeninde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olması güven veriyor. Savunma sanayindeki gelişmeler de hemen herkes tarafından takdir ediliyor. Akli melekelerini yitirecek derece radikalleşmiş azılı muhalifleri saymazsak aklı selim sahibi insanlar hangi partiye oy verirse versin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savunma sanayine katkı noktasında hakkını teslim ediyor. Altyapı yatırımları keza Erdoğan ve AK Parti'nin güçlü olduğu alanlardan biri. Öte tarafta ise insanların gündelik yaşamlarına dair bazı talepleri var. Türkiye'nin geldiği noktada basit gözüken ancak henüz çözülememiş sorunların varlığı ciddi anlamda rahatsızlığa