Muhalif psikoz

Metin Akpınar... Bir zamanlar komikti. Belki yaşı biraz daha genç olsa, bugünün toplumuna hitap edebilse hala komik olabilir. Şüphesiz bir tiyatrocu olarak görüşlerini toplumla paylaşmasından doğal bir şey olamaz. Siyaset konuşmak istiyorsa konuşacak, muhalefet etmek istiyorsa edecek. Ama bunun için en olmaz yolu seçiyor. Daha önce ağzını açtığında rakip siyasi lideri asmaktan bahsetmişti. Şimdi ise rakip siyaseti destekleyenleri cahil ve geri zekâlı ilan etti. Bu durumda kendisi de eğitimli ve zeki oluyor demek ki. Tam olarak muhalefetin özeti konumunda. Makul ve haklı eleştirilerini yerli yerinde söyleyemiyor. İlla küfür, hakaret, saygısızlık... Üstelik tek kişi de değil. Saçmaladıkça kendisine kanaat önderi muamelesi yapan kitle kalabalıklaşıyor. Ayşenur Arslan... O da bir zamanlar ana akım TV kanallarında ekranlara çıkan bir gazeteciydi. İçindeki AK Parti nefretini tarafsızlık maskesinin altından sızdırırdı. Gün geldi ana akımda kendine ve saçma fikirlerine yer bulamaz oldu. Soluğu marjinal muhalif mecralarda aldı. Kafayı Boğaziçili öğrencilere takmış şimdi. Neymiş, tanışma toplantısı olarak yer sofrasında iftar organize etmişler. Yer sofrasında yemek yiyen kişi bilim üretemezmiş. Belki dalga geçilebilir ama ciddiye alınacak bir tarafı yok. Ama o da saçmaladıkça muhalif seçmen nezdinde itibar kazanıyor. Nevşin Mengü... Türkiye'nin en çok izlenen haber kanallarının ekran yüzüydü bir zamanlar. Çalıştığı mecraların ağırlığından mıdır bilinmez, ciddiye alınırdı. Medya normalleştikçe diğerleri gibi ancak marjinal mecralarda kendine yer bulabilmeye başladı. Marjinalleştikçe de takipçilerini "bu kişi o kişi mi" diye şaşırtacak kadar absürt bir zihni performans gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm dünyanın takdir ettiği diplomasi performansını küçümseye kalkmak özel ilgi alanı. En son Putin'in Türkiye'yi Rus gazının dünyaya açılacağı bir enerji merkezi yapma