Muhafazakârlar tartışmaya devam ediyor

SEÇİMDEN sonra muhalefet cephesinde tozu dumana katan bir tartışma devam ediyor. CHP'de nelerin olduğu herkesin malumu; Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu genel başkanlık rekabetine tutuştular. Kavganın seyrinde İmamoğlu'nun cesareti belirleyici olacak. Bakalım söylenip, kafasını uzatıp sonunda hamle yapmadan geri mi çekilecek, yoksa bu sefer iddiasını devam ettirip sonuna kadar gidecek mi Muhalefetin -HDP hariç- diğer aktörleri sessizliğe bürünmüş durumdalar. Önce Kılıçdaroğlu-İmamoğlu meselesinin çözülmesini bekliyorlar. CHP'nin genel başkanlık koltuğuna kimin oturacağına göre vaziyet alacaklar. İYİ Parti'de istifalar yaşansa da parti bütünlüğünü ve Akşener genel başkanlığını koruyacak gibi duruyor. HDP ise görünüşte konuşuyor, tartışıyor. Cumhurbaşkanı adayı çıkartmama kararını sorguluyormuş gibi yapıyorlar. Yaklaşan yerel seçimlerde aday çıkartıp çıkartmamayı tartışıyorlar hesapta. Hesapta diyorum çünkü HDP'de bu işlerin partide değil dağda kotarıldığını herkes biliyor. 90'ların Türkiyesi gibi; ciddi işlere elinde silah olanlar karar verir, siyasetçiler yönetiyormuş gibi yaparlar. Seçimin galibi olan muhafazakâr siyaset seçimden sonra en nitelikli, faydalı ve pozitif tartışmayı yapan toplum kesimi. Önce kabine meselesi AK Parti camiası tarafından ciddi şekilde konuşuldu. Mesela bazı isimler kabineyi teknokrat ağırlıklı buldular ve bunun siyaset açısından risk barındırdığını söylediler. Keza genelkurmay başkanının savunma, MİT başkanının dışişleri bakanı olması da güvenliğin siyasetin üzerinde etkin olması endişesini doğurdu. Bunlar benim katıldığım endişeler değil lakin düzgün bir üslupla konuşulmasının da faydalı olacağını düşünüyorum. Bugünlerde ise muhafazakâr camiada kültürel iktidar tartışmaları yapılıyor. Seçim sürecinde militan gibi siyaset yapan bazı meşhurların AK Partili belediyelerde, kamu kurumlarında