Mesele özgürlük değil

BBC'nin dezenformasyon ve sosyal medya muhabiri işe başlamış. Görevi adından da anlaşılabileceği gibi sosyal medya üzerine olacak. Sosyal medyayla alakalı gündemi takip edecek. Ama nedense başına bir dezenformasyon de eklemişler. Yani dezenformasyonun çokça sosyal medya mecralarından doğduğunu, sosyal medya ile dezenformasyonun aynı görev içerisine girecek kadar birbirine yakın ve ilişkili olduğunu kabul ediyorlar. Türkiye'de konu ne zaman gündeme gelse, sosyal medyadaki dezenformasyonla ilgili bir düzenleme yapıma ihtimali belirse aynı BBC harekete geçer. Bol bol yapılacak düzenlemenin ne kadar antidemokratik olduğundan, hükümete geniş yetkiler verdiğinden, özgürlükleri kısıtlayacağından bahseden "haberler" yapar. Dezenformasyon var ama size serbest demek istiyorlar herhalde. Öyle ya altı üstü sefil doğulular değil miyiz BBC'nin gözünde, ne gerek var öyle batılılara mahsus dezenformasyon gibi dertleri çekmeye! Zaten BBC değil ama onun Türkiye konusundaki ruh ikizi olan Almanların DW'si bunu açık açık söyledi. Hükümet sosyal medya düzenlemesini aynısı Almanya'da var diye savunuyor ama Almanya demokratik bir memleket. Aynı yetkiler Türk hükümetinde olursa onu Almanya gibi demokratik amaçlarla değil antidemokratik amaçlarla kullanırlar, cümlelerini "haber"in içine serpiştiriverdi. Bakmayın siz benim sık sık BBC'yi, DW'yi, Guardian'ı eleştirdiğime. Onlar aslında kendileri, ülkeleri, arkalarındaki güç odakları açısından doğru olanı yapıyorlar. Kimse bana "özgür basın" masalı anlatmasın. O işin öyle olmadığını artık herkes biliyor. Öğrenmeyen de bir zahmet eleştirel medya literatürünü açsın okusun. Açsın okusun dedik ama bizde batı muhibbi tipler nedense batıyı hiç okumazlar, bilmezler. Daha doğrusu pek bir şey okumazlar, bilmezler ama o bahsi diğer diyelim, şimdilik bir kenara bırakalım. Bu mevzularda esas kızdığım yabancılar değil içimizdeki yabancılar. Hala