Kimse bu kadar kandıramaz

Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir sosyal medya üzerinden kısa videolarla "gündemi sarsan" açıklamalar yapıyor. Gündemi sarsmak ifadesini tırnak içerisinde yazdım. Çünkü Kemal bey konuşur konuşmaz CHP'nin paralı trolleri işlerininin gereğini yaparak sanki sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar çok etkili olmuş gibi bir hava yaratıyor. Sokakta, seçmende, sandıkta karşılığı olmayan bu yalancı etki Kılıçdaroğlu'nu anlaşılan motive ediyor. Öyle olmasa her aklına gelen konuda çok önemli bir şey söyleyecekmiş edasıyla, gün ve saat vererek sosyal medya paylaşımı yapmazdı. Ancak son seferde sanki birileri Kılıçdaroğlu'nu kandırmış gibi. Kalktı ve başörtüsünü yasal teminat altına alacak bir yasa telifi vermekten bahsetti. Halbuki hepimiz biliyoruz; başörtüsü yasağının temeli hiçbir zaman yasal olmadı. Keyfi ve hukuksuz bir uygulamaydı. Çokça askerin ve yargının siyaseti ve toplumu baskılayan etkisi sayesinde yıllarca üniversitelerde ve diğer alanlarda bu yasak devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yargı ve asker vesayetini yıkıp geçtikçe yasak da ortadan kalktı. Yıllardır da kimsenin gündeminde değil. Sadece arada sırada meseleyi Kemal Beyin ittifak ortağı olan Saadetçiler hatırlıyor. Tabanı gaza getirmek için "evet başörtüsü şimdi yasak değil ama hukuki güvence yok. Erdoğan seçmeni kendine mahkum etmek için bilerek hukuki güvence getirmiyor" gibi aklı mantığa aykırı laflar ediyorlar. Yasağın destekçisi CHP ile ittifak yaparken yasağı kaldıran Erdoğan'ı suçlamak da ancak Saadetçilere yakışır bir tutarsızlık. Kılıçdaroğlu'nun bu saçma çağrısına karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan kolay fakat oldukça şık bir hamle yaptı. Önce Kılıçdaroğlu'nun yasakçı mazisini hatırlattı ve sonra yasal değil anayasal güvence için bir anayasa değişikliği önerdi. Kılıçdaroğlu sustu ve kaldı. Onun arkasını toparlayan CHP'liler, sizin anayasa değişikliği niyetinizin altında başka şeyler var, diyerek her zamanki gibi rejim bekçiliğine sığındı. İyi de bu aklı