İbretlik Kemal Bey

SON günlerde sosyal medyada biraz zaman geçiriyorum.
Muhalefeti destekleyen kullanıcıların son durumlar hakkında neler düşündüğünü, CHP'de devam eden parti içi iktidar mücadelesi hakkındaki görüşlerini ve İYİ Parti'nin ittifaktan ayrılır gibi yapmasına karşılık söylediklerini merak ediyorum. Tabii ki sosyal medya ile gerçek hayat arasında büyük bir uçurum var.
Türkiye'de gerçek siyaset sosyal medya mecralarında değil sokakta, halkın arasında, parti teşkilatlarında yapılıyor.
Ancak resmin tamamını vermese de doğru yere bakıp gördüklerini doğru değerlendirmek şartıyla bir şeyler anlatıyor sosyal medya.
Dikkat çekici ilk nokta Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı duyulan rahatsızlık daha doğru bir ifade ile öfkenin dışavurumu. Doğrusu muhalifler Kılıçdaroğlu'na öfkelenmekte haklı.
Uzun uzun ne kadar beceriksiz, başarısız ve ahlaki zaafiyet içerisinde birisi olduğundan bahsedecek değilim.
Ayan beyan meydanda, tarife gerek yok. Lakin öfkeli muhaliflerinin haklı sayılabilecek bu öfkeyi dışavurma biçimleri ciddi anlamda üzerine düşünmemimizi gerektiriyor.
Her fırsatta Kemal Kılıçdaroğlu'nu "leblebi kafalı, bunak, gerizekalı" gibi hakaret hatta doğrudan küfürlerle anıyorlar. Daha fenası bu öfke ailesini ve mezhebini de hedef alıyor.
Kılıçdaroğlu'na oy vermiş seçmen onun bir Alevi olduğunu söyleyerek eleştiriyor. Dersimli olduğu için aslında Cumhuriyet'ten ve Atatürk'ten rövanş almaya çalışan bir kripto olduğunu iddia ediyorlar. Haydi bu yaklaşımı da bir yere kadar anladık diyelim, peki ya ailesi için söylenenlere ne demeli Kılıçdaroğlu'nun kuzeni ile evli olmasından yola çıkarak "ensest" ithamında bulunuyorlar - geleneklerimizde, İslam hukukunda ve medeni hukukta kuzen evlilikleri meşrudur, ensest değildir, böyle düşünülmesi bile büyük bir saçmalıktır!
Kılıçdaroğlu için "ensest evlilik yaptığı kuzeninin okumasına mani olan kişi" gibi tanımlamalar kullanılıyor. İnanın insan bu yaklaşıma hangi ifadeler ile karşı çıkacağını şaşırıyor!
Dün destekledikleri "piro, demokrat dede, dürüst, sevgi dolu" dedileri kişiye bugün "ensest, Alevi, leblebi kafalı, bunak" diyerek hakaret etmelerindeki tutarsızlığı bir yana koyuyorum. Ancak muhaliflerin düşman belledikleri kişiye saldırırken bu kadar alçalması, acımasızlaşması, hiçbir ahlaki ilke gözetmemesi, insan eti yiyen yamyamlar gibi parçalayıcı ve kıyıcı olmaları oldukça endişe verici. Dün oy verdikleri, cumhurbaşkanı adaylığını destekledikleri, yıllardır partilerinin genel başkanı olan bir kişiye bugün "ensest" iftirasında bulunacak kadar alçalanlar; aynı görüşte olmadıklarına neler yaparlar.