GENİŞLETİLMİŞ CHP ittifakını oluşturan partilerin genel başkanları en sonunda masaya oturmayı başarmışlar. Çok tartışılan oturma düzeni meselesini de çözmüşler. Kılıçdaroğlu'nun teklifi benimsenmişe benziyor. Yuvarlak masaya oturmuşlar. Ayaktayken çekindikleri bir fotoğrafı paylaştılar. Anlaşılan ayakta durma düzeni o kadar mesele olmamış. Öyle sıradan bir fotoğraf. Kimin nerede durduğunun özel bir anlamı olduğunu zannetmiyorum. Toplantı sonunda bir de açıklama yapıldı. Toplantı verimli geçmiş. Eh, verimsiz geçti diyecek halleri yok. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin nasıl bir şey olacağına karar vermişler. Detaylarını da 28 Şubat'ta açıklayacaklarmış. Evet, evet... 28 Şubat'ta. 27 Şubat ya da 1 Mart değil, 28 Şubat'ta. Türkiye'de cuntacı askerlerin memleketin dindar çoğunluğunu "PKK'dan daha tehlikeli" ilan edip "topyekün mücadeleye" başladıkları tarihte. CHP'nin siyasi ayağını üstelendiği "dindarları toplumsal, siyasi, ekonomik hayattan silme" mücadelesinin başlangıç tarihinde. Tam olarak o tarihte açıklayacak genişletilmiş CHP ittifakı yol haritasını. Bence CHP için kusursuz bir tarih, daha iyisi olmazdı. Belli ki kendisini "Erdoğan sonrası Türkiye"nin muhafazakar siyasi aktörü olmaya konumlandırmış Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da bu tarihi uygun bulmuşlar. Erdoğan'ı sözde "devirecekleri" projenin lansman tarihi olarak 28 Şubat'tan daha iyi bir tarih olamazdı doğrusu. Çünkü Erdoğan, 28 Şubat'çıların düzenini bozan, tezgahlarını deviren; dindar insanları siyasette, ekonomide, toplumsal hayatta hak ettikleri yere taşıyan liderdir. Erdoğan olmasa, mesela, Ahmet Davutoğlu hala üniversitede ders veriyor ve kendisinden destek isteyen başörtülü öğrencilere sabretmeyi tavsiye ediyor olurdu. Pasifizm değilse eğer