Deprem, kira ve ahlak

DEPREM gibi çok ciddi bir sorunumuz var. Doğal bir mesele, yıllar önce yurt edindiğimiz bu topraklar meğerse adını daha sonra öğreneceğimiz fay denilen can sıkıcı bir yerküre unsurunu barındırıyormuş. O zamanlar bunu bilmiyorduk ama bilsek de bir şey değişmezdi muhtemelen;
Anadolu'nun Müslüman Türk'e yurt olması kader planında takdir edilmiş. Bir kere yurt edinmişiz burayı, sevmişiz.
Fay denilen bu yerküre unsurunu bizim için daha zorlayıcı hale getiren ise yaptığımız yanlış işler. Biz bir de bu fayların üstüne eksik, hatalı, çürük binalar inşa etmişiz.
Üstelik bunu yıllarca ve nesiller boyu yapmışız. Bilim adamları şimdi bize bu fayların yakın zamanda hareket edeceğini ve üstüne yaptığımız çürük binaları yıkacağını söylüyor. Laf aramızda bu tür tahminlere pek inanasım yok. Hava tahminine de deprem tahminine de mesafeli yaklaşıyorum. Ancak altımızda fay olduğunu ve bizim inşa ettiğimiz binaların çürük olduğu da bir gerçek.
Deprem bilim adamlarının tahmin ettiği zamanda ve büyüklükte olmasa da bir ara olacak ve çürük binalarımız buna dayanamayacak.
Yapmamız gereken bu binaları yıkıp yerlerine yenisini yapmak. Bu iş de para istiyor.
O kadar çok binayı yıkıp yerine yenisini yapacak bir maddi imkanımız yok. Binaların sahibi olan kişilerin de kamu otoritesinin de böyle bir imkanı yok. Dolayısı ile bu yenilenmeyi başarabilmek için önümüzde iki seçenek var; ya elimizdekinin bir kısmından vazgeçmeye razı olacağız ya da yeni kaynaklar bulacağız. Büyük dairemizin yerine daha küçüğüne razı olmak ya da muhit olarak daha kenarda köşede bir yere taşınmaya razı olmak elimizdekinden vazgeçme seçenekleri. Diğer seçenek ise bizim evimizin yıkılıp daha geniş inşaat izinleri, daha lüks konutlar ile ortaya çıkacak maddi imkanı kullanmak. Yani yeni bir rant, karlılık yaratmak. Karlılığın bir kısmı ile çürük evlerimiz yenilenirken bir kısmı ile de bu işi yapanlar yani inşaatçılar, müteahhitler daha zengin olacaklar.
Toplum ikisine de razı değil; evim yenilensin ama küçülmesin, ortaya yeni bir rant çıkmasın eğer illaki çıkacaksa ondan da benden başka kimse faydalanmasın. Keşke mümkün olsa! Çünkü ev sadece bir ev değildir. Hanedir, yuvadır, hayattır. Ve hanenin rantın meselesi olmaması lazım. Ancak öyle bir dünyada yaşamıyoruz.