Ayrıcalık İsteği

Ülkemizin garip bir muhalefeti var. Bazen öyle bir hamle yapıyor ki ne işe yaradığını, neden yapıldığını kestirmek çok güç. Kılıçdaroğlu'nun elektrik faturası da böyle. Enerji fiyatları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça arttı. İktidar için sıkıntılı bir durum. Muhalefet de pek tabii bu durumu değerledirecek. Bizdeki muhalefet ise olabilecek en garip şeyi yaptı. Elektirik faturalarını ödememe kampanyası başlattı. Sonrası malum; kampanyaya kimse katılmadı çünkü bizim halkımız bu türden ne getireceği belli olmayan, fantastik eylemleri sevmez. Kılıçdaroğlu ise sembolik olarak evinin elektrik faturasını ödemeyeceğini açıkladı. Gelinen noktada üst üste fatura ödemediği için elektriği kesildi ve sayacı mühürlendi. Fatura ödememe eylemi ile ne murad edildiğini hala anlamamış değilim. Kılıçdaroğlu'nun elektriği kesilince toplumda bir infial oluşacağını mı zannettiler Halkın bunu iktidarın muhalefeti susturma hamlesi olarak değerlendireceğini mi hesap ettiler Türkiye'de muhaliflere elektrik bile verilmiyor diye uluslararası kampanya yaparız mı dediler Herhalde "hükümetin" Kılıçdaroğlu'nun elektriğini kesmeye cesaret edemeyeceğini düşünüyorlardı. İyi ama elektrik dağıtım şirketleri özelleştirildi. Karar verici hükümet değil ki. Ayrıca velev ki dağıtım işi kamuda olsun. Yine ne gerekiyorsa kanunlar kurallar çerçevesinde yapılırdı. Aslında sorun da tam olarak burada. Muhalefetin itirazı "kurallar çerçevesinde ne gerekiyorsa yapılmasına". Kuralların herkese olduğu kadar kendilerine de işlemesini henüz kabul edebilmiş değiller. Akıllarında hala eski "güzel" günler var. Her şeyi yapmaya haklarının olduğu, kimsenin sorgulamadığı, piramidin en tepesinde yer aldıkları, çok sevdikleri Türkan Saylan'ın ifadesi ise "biz asılız, bu ülkede bize rağmen hiçbir şey yapılamaz" dedikleri günlerin devam ettiğini zannediyorlar. Onun için Kılıçdaroğlu faturayı ödemediğinde elektriğinin kesilmesinin sıradışı, önemli bir hadise olacağını zannediyorlar. Halbuki gerçek o kadar yalın; kim faturayı ödemezse elektriği kesilir. Ayrıcalık beklentisinin bir neticesi olarak hatalarının yüzüne vurulmasını da istemiyorlar. Olan olsun biten bitsin, yaptıkları yanlarına kar kalsın, kimse de hesap sormasın istiyorlar. Mesela dillerine doladıkları bir "mağdur edebiyatı" meselesi var. AK Parti'nin "hala" mağdur edebiyatı yaptığını söylüyorlar. Partilerini defalarca kapattılar, en son AK Parti'yi