İş dönünce şova Citroen döşova

60 km sürat yapsın, iki kişi ve bir çuval patates taşısın yeter derler, 8 milyon satarak ağabeylerine fark atar... fendim fikir Citroen CEO'su Pierre Jules Boulanger'nin zihninde belirdiğinde 1930'lardır daha. Firmanın tasarımcıları Walter Becchia ve Marcel Chinon oturur karalamaya başlar. Bilahare meşhur gangster otomobili Traction'un planlayan Flaminio Bertoni ve Andre Lefebvrethe de katılır onlara. İstek nettir: Bir otomobil tasarlayın, 60 km hız yapsın, iki kişi ve bir çuval patates taşısın tamam! Tabiri caizse tekerlekli şemsiye diyebilirsiniz ona. O günlerde Fransa yolları çakır çukurdur, patron üstüne basa basa "aman esnek olsun" der, "yumuşacık yol tutsun. Yumurta sepetini sarsmadan götürsün, kırmadan dökmeden vasıl olsun menzili maksuduna." Hedef kitle, at arabası kullanan köylülerdir. Şimdi hayvanı ahırdan çıkaracak da, koşum takımlarını bağlayacak da Oho ooo yemiyle suyuyla, nalıyla mıhıyla uğraşasıya... Zikrolunan vasıta çiftçinin eli altında durmalı. Süt güğümü, saman balyası, zerzevat küfesi, yem torbası taşımalıdır. Çarşıya pazara, düğüne tombaya da götürmelidir icabında Dış görünüşü hiiiç mühim değildir, adam o paraya araba almış (VW yarı fiyatına) ne ister daha Bu yüzden farı kaportaya gömmekle uğraşmaz, çamurlukları davlumbaz gibi şişirip bırakırlar. Camlar dümdüz, tavan branda Patron her şeyin mekanik olmasını ister, motor önce manivela ile çalıştırılır, sonra kaytan dolarlar halkaya. Sen çekersin zemberek sarar, gırgırgır, eksoz duman patlama, artık ne zaman gönlü olursa... Bayanlar ip çekmekte zorlanır mızıldamaya başlar. Bakarlar olmayacak marş motoru koyarlar sonunda. Silecekler içeriden oynatılır, topuzu vardır, elle çevirirsiniz sağa sola. Kapı penceresi ortadan mafsallıdır, alttan kıvırıp katlar, mandalla asarsınız yukarıya. Ne kol, ne makara. KONSERVE KUTUSU Veee Citroen 2CV, 1948 Mondial de L'automobile'de (Paris otomobil fuarında) sahne alır ilk defa. Makul fiyatı, kambur kasası, kolay bakımı ile öne çıkar. Hava soğutmalı motoru, yüksek tabanı ve yumuşak süspansiyonu ile övgüyü hak etse de münekkitler müstehzi konuşurlar. Evet çirkin ve güçsüz bulmuş, yakıştıramamıştırlar ünlü firmaya. Sayın prezidente limuzinler yapan bir marka, ne arar bu konserve kutularında Karikatürcülere de malzeme çıkar, alaya alırlar. Bakın şu işe ki aşağılandıkça değeri artar, sadelikten hoşlananları cezbeder, 8 milyon satarak ağabeylerine fark atar. Hâlbuki kontrol tablosu varla yok arasıdır, kilometre saati, velespitden aparma. En büyük gösterge akü şarjında. Saat, radyo, takometre, klima, kalorifer ve ses düzeni arama. Direksiyonu metaldir (bilahare kemik), kamyonlarınki kadar büyük ve yatıktır. Koltuklar kamp sandalyesini andırır âdeta. Ama dengelidir, kolay kolay getiremezsiniz taklaya. Savaş sonrası sac sıkıntısı çekildiği için üstü branda ile kapatılır, bu da size coupe keyfi yaşatır. Eksiği noksanı olsa da siparişe yetişemezler, parayı yatıran yıllarca bekler sırada. Gün gelir, mustamelin fiyatı sıfırı aşar, alırsın kullanırsın satarken para kazanırsın ayrıca. Hatırlarsınız, bizde de öyle değil miydi yetmişli yıllarda... ÇAPRAZ BULMACA Döşova'nın (deux chevaux) lügat karşılığı "iki beygir". Motorun beygiri elbette daha fazla. Ben 2 CV denince iki silindirli sanıyordum, yanılmışım. Bu teknik bir tabir değilmiş, Fransız "vergi sisteminde" bir karşılığı varmış. Döşova dünyanın ilk önden çekişli sedanı (sınıfında) ama 4X4'ünü de sunar meraklısına. Ağırlık 460 okka. Genişlik 148 cm. Yani diz dize, omuz omuza. Motor önceleri 375 cc ve 9 beygirdir sonra 425 ve 602 cc'likleri de koyarlar. Vay be 602 cc ha! Seni gidi asfalt senii, eğer ağlatmazsam! O yıllarda ABD'nin en mütevazı arabası 3.600 cc'liktir (fındık sekiz), yani 375'lik motordan 9 tane daha. Evet yumruk kadar bir şeydir ve kurcalamaya müsaittir, hortumlar, kablolar elinizin altında... Yağ sızdırmaya duman atmaya başladı mı indirir, bi sekman atarsınız boş zamanınızda. Motoru çim biçme makinesininki gibi kolayca