Türbesi ziyaret edilen aşçı Ateşbaz-ı Veli

Diyelim aşçıya çırak oldun, ne iş buyururlar sana İlk gün dükkân süpürtür, masaları sildirtir, çay koşturtur, bulaşık yıkatırlar. Bunlar için vasıflı olmanıza gerek yok, herkes yapar. Ama çıraklardan bir kaçı ocak başına geçecek, öbürleri amele kalacaktır yıllarca. Eskiler çırağı birkaç gün dener, bakalım istekli mi bir kere. Arzusu, merakı var mı sanata Sonra ahlakına bakarlar, kavgacı mı, saygılı mı, haramdan kaçıyor mu Yere para bırakırlar mesela. Bakalım alıp cebine mi atacak, yoksa teslim mi edecek kasaya Eli, yüzü, üstü başı temiz mi Kapları kacakları özenle yıkayıp kaldırıyor, silip parlatıyor mu itinayla... Yıllar evvel bir kalaycı "Ben kadının temizini pisini kabından anlarım" demişti. Akşamdan içinde yemekle bırakılan sahanlar kalayını kaybeder, kuytularından yeşillenmeye başlar. Bakır çalığı da felaket zehirlidir, eskilerin ödü kopar. YAMAK YEMEK Tamam diyelim çırağınız temiz, dürüst, tertipli, sevimli, istekli ve çalışkan... İyi de sabırlı mı acaba Bunu denemenin hoşça bir yolu var. Usta bir gün "Gel evladım" der, "otur şu seccadeye 20 bin kelime-i tevhid oku rahmetli anamın ruhuna." Benim gibi tez canlılar saatlerce diz üstü duramaz, kalkar dolanır, camı açar, sağa sola bakar, gözleri hep başka taraflarda. Aşçı olmanın sırrı burada gizlidir oysa, sabırsızlar ya gider ateşi harlatır ya da zamansız çomça sokar kazana... Hâlbuki bırak ivil ivil pişsin, hazin hazin kaynasın, köpürmesin, taşmasın. Bu yüzden akşamdan küle oturturlar, köz varla yok arasında. Şöööle inceden cızıldasa yeter, eriyip helva olacaktır zamanla. Dalgınlar ayrı vaka, çorbayı bile yakmayı başarır, tepsiyi unuturlar fırında. Bizde aşçılık makbul mesleklerdendir. Birilerini doyuruyorsun ya, parasını alsan bile hayır hasenat var ruhunda. Ohh diyor, mutlu oluyor, neşesi yerine geliyor. Hem parasını alıyorsun hem dua ediyor. İnsan sevindirmek gibisi var mı ya NE ZAMANDIR AKLIMDA Konya'dayız. Bürodan Ahmet Mücahid Kösen ile Meram bağlarına doğru gidiyoruz, sol kolda bir tabela çıkıyor karşımıza: "Ateşbaz-ı Veli Hazretleri" Vaktimiz var, altımızda araba, "Girelim mi", "Girelim!" Bir Fatiha okuyalım hiç olmazsa. Ateşbaz ateşle oynayan demek, kendisi Mevlâna hazretlerinin has talebelerinden. Zikrini evradını mutfakta tamamlıyor. Şüphesiz işe besmeleyle başlıyor, malzemeleri severek ayıklayıp doğruyor, nasıl bir muhabbet, taamı aşk ateşiyle pişiriyor icabında. Ah devrinde yaşasak da bir çorbasını içseydik, karnımızı ve