Dost başa, düşman tekere bakar! Jantların canti olacak

Koleksiyon sahipleri kıyafetine göre jant kapağı takar, âleme akar. Altın sarılar, pırlantalılar, fosforlular, alev alev yananlar.

Eski arabaların jantları kalınca bir saçtan preslenir. İki parçadır ortadan kaynatılırlar. Bunlar taşa kaldırıma değdikçe eğilir, ayrıca da şık değildir. Bijonlar ortada durur, ıslanır kurur, kıpkırmızı pas akar.

Zevahiri kurtarmak için jant kapağı takarlar, hakikaten de yakışır kerataya.

Hatta kimisi abartır, 5 liralık masraf yapar, üç kuruşluk arabaya.

Kapak kolay çıkarılan bir şeydir levyeyi tak kanırt pat kucağında. Hâliyle haramilerin gözü onlarda. Gece işe çıkan, bir at arabasını doldurur rahatlıkla.

O zamanlar malzeme metal tabii bildiğin mat sac. Ama kromajı yedi mi olur, ayna. Geceleri ışıklı caddelere girersin fırıl fırıl döner, pırıl pırıl yanar.

Bazısı bisiklet tekerini andırır telli mellidir dikkat toplar. Bilhassa Cadillac kapakları cevahir gibi değerlidir, nakit para yerine geçer, götür bankaya yatır icabında.

KÜRK MESELESİ

Koleksiyon sahipleri âleme akarken kıyafetine uygun kapak takar. Altın sarılar, pırlantalılar, fosforlular, alev rengi boyananlar. Göbekte yaban atı (Mustang), impala, jaguar, Kızılderili şefi (Pontiac), İspanyol savaşçı (DeSoto), aslan (Peugeot), hamsi, kartal, kanarya

Bu merak cep telefonu kılıfına teksif edilecektir ilerleyen yıllarda.

Apaçiler jant kapaklarını savaş arabası gibi bıçaklarla donatır, gladyatör edasıyla dolanırlar.

Eğer Amerikan arabası kullanıyorsanız beyaz yanak ister ayrıca. Bunları 3x1 (sabah, öğle, akşam)

yıkayacaksınız; sabununuz, süngeriniz hazır duracak bagajda.

Biz eskiden ööle rep mep bilmezdik, Amerika'da yaygındı ama.

Meğer parçalar ekseri ne üzerine imiş biliyor musunuz

Hayır aşk meşk, çiçek böcek değil, ne ırk ayrımı ne politika: "Jant kapağı!"

ANINDA BUHAR

Şimdi paraya kıyıp çok alımlı jantlar aldınız, sonra mimli bir semtte durup adres sordunuz esnafa, döndünüz geldiniz; "Aaa kapaklar yok..." Anında buhar.

Bazı delikanlılar kapak hastasıdır, odalarına ney asar dekor yaparlar. İnin çocukluğuna göreceksiniz kesin gazoz kapağı toplamışlardır zamanında.

Deerken efem kapakların plastikleri çıkar nispeten ucuzdur, zevahiri kurtarırlar. Bırakın çalmayı, yolda bulan bakmaz, eğilip almaz.

Eski İstanbul yolları tarladan hâllicedir, otomobiller çukurlara düşer, lagalara girer, tümseklerde zıplar. Bakmışsın kapak çıkmış tıngır mıngır gidiyor önünüz sıra. Bazen de inat eder, siz Topkapı'ya dönersiniz o devam eder yoluna. Doooru Bayrampaşa'ya

Müsait bir yerde durur almaya kalkarsınız, tam üç adım kalmıştır ki, gelir bir damperli üstünden geçer, yapıştırır asfalta

SATIŞIMIZ TOPTAN

İşin ters yani parçacılar bunları dörtlü satar, tek isterseniz dönüp bakmazlar. Çıkmacıda bulursunuz da ateş pahasına. Üstelik örselenmiştir, yuvaya oturur ama sureta. Dokununca zıngıldar, yürüyünce tıngırdar, çalparalı Akhisar yaylısı gibi çın çın ses yapar.

Kapakları takarken hizalar, avuç içi ile vurursunuz "pat" tamam. Tırnaklar çıt çıt geçer mıh gibi otururlar. Lakin plastik matah bir malzeme değildir, yalama olur zamanla. Süratle giderken çıkarsa Allah muhafaza. Bu yüzden plastik kelepçelerle cırt bantlarla bağlanırlar, hem de deli gibi birkaç taraftan. Artık çok nokta enjeksiyon, çok nokta kelepçe yazabilirsiniz ilana.

Bazı işgüzarlar da düşen jant kapaklarını orta refüje koyar, ikaz tabelasına filan asar. Sahibi yarın geçerken görsün alsın, o hesap. Artık adam üçüncü şeritte nasıl duracaksa

EMSALSİZ MERAKLISINA

Sonra efendim çelik jantlar çıkar, adı çelik tabii, 90 alüminyum, gerisi silisyum titanyum filan.

Magnezyumlular daha mukavimdir, kompozitler ise aliyyülâlâ.

Daha güven veren bir edası vardır, yakışıklıdır da. Pek de dantel gibisine ince desenlisine girmeyin, kırılır mırılır, kalırsınız dağ başında. Tamam sac olan da eğilir yamulur ama yolda koymaz, çekiçle balyozla dövülüp düzeltilir icabında.