Haşmet Babaoğlu

Sabah

Çok ciddi bir mesele

Öfkeleniyoruz, üzülüyoruz... Ama ne faydası var! Kendi ülkenizin insanını; çocuğunuzun öğretmeni mesela, iş arkadaşınız, oturduğunuz sitede her gün karşılaşıp güler yüzle selamlaştıklarınız nasıl bu kadar "kötücül" olabiliyor, diye düşünüp üzülmez mi insan (Kötücül dedim, çok severler bu kelimeyi, biz "kötü" deriz dümdüz.) Suriye'den göç edenlere

Yapmayın şu çocukluğu!

Devletleri, ülkeleri, izlenen politikaları gazete haberleri çerçevesinde okumakla yetinmenin "oyalamaca"dan öteye gitmediğini anlıyoruz değil mi Bu gerçek tokat gibi yüzümüze çarpıyor... Lakin bakıyorum da... Hâlâ "ABD'nin tam da çok kırılgan olduğu günlerdeyiz" gibi sözler eden dostlar; "ABD'de Trump göreve başlayıncaya kadar bu işler belli olmaz

Suriye şimdi bütün dünya

Önce bir sevinelim... Şükredelim... Hakkıyla, güçlü bir şekilde, doya doya... Kim derdi ki, 53 yıllık zalim bir rejim kısa sürede yıkılacak ve Esad defolup gidecek... Ama oldu işte! Sonra.. Sonrası yalnız Suriye için değil, sadece Ortadoğu için değil, dünya için yeni bir dönem... Ortadoğu mu Dünyanın tam ortası... Suriye şimdi bütün dünya. Herkes

Son, başından bellidir

Hep öyle olur... Sembolik otorite, fiziksel otoriteden çok önce çözülür... Bazen dev posterler her binanın üzerinden sarkıyor, anıtlar duruyor, hediyelik eşyalar hala rejim sembolleriyle dolu diye "her şey yerli yerinde" sanırsınız... Oysa aldıran kalmamış ve sembolik temaşa kültürü zorlanmaya başlamıştır... İşin fenası, artık bütün semboller fizik

'Suriye sahillerinde ecnebi gemileri'

"İstanbul'dan Suriye'ye Fransız, Rus, Avusturya ve İngiliz şirketinin gemileri gidiyor. Bu çok mühim vilayeti payitahta bağlayan İstanbul postasını ve binaenaleyh hükûmetin emirlerini bu vilayetlere getirenler ecnebilerdir. İtalyan ve Balkan savaşlarından evvel, ki üç ayda bir Türk gemisi de buraya gelip gidiyormuş; şimdi artık o da yok. Ben Fran

Haftanın notları: Hayaller küskün bu dünyaya!

Unutmayacağız, unutmayacağız diye diye Gazze'yi unutuyoruz. Çok acı... Ne diyeceğiz aç çocuklar karşısında "Gündem çok doluydu, affedin bizi" mi diyeceğiz Bir daha tekrarlayayım... 2025'te İran'ı çok konuşacağız. Yeni yıl İran için kader yılı olacak. Dikkatlerimiz zayıf... Küçük haberler hiç iz bırakmıyor. Büyük haberler uyuşturuyor... Mesela Suu

Özgüven değil, güven...

Bazen ekranda, sosyal medyada, orada burada rastlıyorum... Son zamanlarda sık olmaya başladı... Ağır ağır konuşuyorlar... Seçilmiş ve cilalanmış bir yumuşaklıkla... O arada cep telefonlarına gelen banka ekstrelerine de göz atıyorlar mıdır acaba Bilemiyoruz ama olağanüstü bir bilgiçlikle dinleyenlere öğretmelere doyamadıkları ortada... Anladınız, de

Kurşun kulağı sıyırınca...

"Tanrım, bu adam ne aptal biri!" diyordu Trump için... Hatta 2016'da bir radyo konuşmasında Trump'ın Hitler'i andırdığını söyleyecek kadar ileri gitmişti. Eh, önce felsefe ve siyaset bilimine merak sarmış, sonra Yale'de hukuk okumuş biri için kültürel bir emir gibiydi böyle düşünmek... Sonra İşte ondan sonrası dünyayı "çekip çeviren" güçler hakkınd

Fillerin tepişmesi... Yeni sezon çok heyecanlı

"Ölü el operasyonu" diye bir şey duydunuz mu Bir karşı nükleer saldırı konsepti bu... Duyup da ne yapacaksınız gerçi Sade insana böyle şeyleri soran mı var Barışı da savaşı da masaya koyup "Hangisini tercih edersiniz" diye soruyorlar mı kitlelere Fakat fillerin tepişmesi bazılarımızın kafasına dank ediyor işte! Bir tür ayılma hâli... Ama sonuçta N

Kör mü olalım!

İstiyorlar ki... Bir yere odaklanıp başka her yere kör olalım... İstiyorlar ki... Sadece taraf olalım ama diğer bütün hasletlerimizi unutalım... İddialı olalım ama mantıklı olmayalım.. Aklımıza ağırlık verdiğimizde de istiyorlar ki, kalbimiz taş kessin... Yok, öyle yağma! Esad'ın zulmünden çok çekmiş insanların yıllar sonra yurtlarına dönebilme ih