Haşmet Babaoğlu

Sabah

Sade insanın durduğu yer

Önce bana göre realist, size göre "karamsar" yerden başlayayım... Çok yıllar önce "İklimi kurtarıyoruz" iddialarına kuşkuyla yaklaşıp set çekmeliydik. Ancak ne oldu Sade insanı dahi neoliberal kazanç kulvarında at gibi koşturdular da, bir süre dünyayı falan unuttuk. Tam uyanmıştık ki... Global efendiler bu sefer de karşımıza "çevreci" maskesiyle çı

Dalgalarını geçiyorlar

Onlar... Bizimle, yani milyarlarca sade insanla, bir nevi dalgalarını geçerken... Biz ayakta kalmak için çırpınıyoruz... Varoluşumuzun "mana"sını ve deformasyona uğratılmaya çalışılan inançlarımızı yitirmemeye çalışıyoruz. İklim sorunu, kıtlık sorunu, enflasyonun ardından gelecek durgunluk sorunu, yükselen siyasi gerilimler, çatışma bölgelerinin b

'Anlayamıyorum ki...'

"Biz buyuz" diyor... Kırgın... Söylediğinden de hiç memnun değil... Çünkü "biz" dediğinin uzandığı alan o kadar geniş ki... Memleketini, insanını nasıl sevdiğini biliyorum. Uzun bir süredir tekerlekli sandalye yardımına ihtiyaç duyan dostum sonunda kendini tutamayıp kelimelere döküyor yaşadığını: "Beni bir hastanenin 8 kişilik asansöründen attılar.

Neden ve nasıl diye soracak mıyız

Şahane kelimesinin anlatamayacağı kadar güzel ve sakin bir kumsala denizden taşınmış çöplerin yanından geçerken düşünüyorum... Bizi, hepimizi, hayatımızı doğrudan ilgilendiren ne çok şey var konuşmadığımız... Ekranların çubukluları asla bahsetmezler... Köşe yazarları deseniz, ancak belli konulara angajeler... Hadi hayattan bahsedelim deyince de te

Tatil deyince...

Üç günlüğüne kaçtım... Diye yazacaktım da... Nereye kaçıyorsun Kim bu dünyadan, ülkeden, işinden, duygularından, fikirlerinin karmaşasından ve "mecburen, mecburiyetten hayatından" kaçabilir Gezmeyi tozmayı severim, biliyorsunuz ama dünyayı ve hayatı dert edenler için zihne tatil yaptırmanın imkânsızlığını az yazmadım... "Hepsini arkamda bıraktım" d

Bundan sonra...

Artık öylesi böylesi yok! Bir... "Netanyahu gider, Netanyahu yıpranır, Netanyahu hata yaptı" gibi senelerdir süren medyatik ve diplomatik aldanışlara İran'ı bombalayan B-2 uçaklarıyla son verildi. İki... ABD'nin seçilmiş başkanı olmanın ağırlığı, Trump'ın milliyetçi tabanı üzerine yorumlar, barış ve diplomasinin önceliği gibi palavralar falan bir a

Yaz ve gitgide uzaklaşan sevinç duygusu

Ne zamanlarmış... Yaz mevsimine "sanatoryum" dediğim zamanlar... Sevinç sanatoryumu... Güneş sanatoryumu... Hani en sert "ruh üşümeleri"mize bile deva olan mevsim... Var mı hâlâ öyle bir yaz Yoksa geçmişte mi kaldı Hadi dünyaya ne olduğunu az çok hepimiz biliyoruz... İnsanlığın başına örülen çorapları biliyoruz... Ama her durumda yaz imdada gelir,

Cumartesi notları: İnsan utanıyor

Durup düşünelim... ABD'nin en nitelikli üniversitelerinde okuyan ve İsrail'i protesto eden öğrencilerin bazıları gözaltına alındı, bazıları sokakta hırpalanarak derdest edildi, çoğunluğu okullarından atıldı... İsrail'i protesto eden akademisyenler görevlerinden alındı. Şimdi kritik nokta şu... Bu öğrenciler ABD'yi en sert biçimde eleştirebiliyorlar

Dersimize hiç çalışmamışız

Aylardır yazıya oturduğumda... "Hadi Haşmet eski günlere dön, biraz insandan bahset" diye içimden söyleniyorum; "gündelik hayattaki çözülmelerimizin üzerine git, kırılganlıklarımıza ve avuntularımıza bak..." Ama global patlamalar, güncel gelişmeler her seferinde sözümü kesiyor, elimi bağlıyor... Korkarım kaçış yok! Bu arada bir şey özellikle dikkat

Gazze'yi öğren, Gazze'yi bil, Gazze'yi unutma!

Yedi gündür süren patırtı yüzünden Gazze ikinci plana düştü... Oysa durum değişmedi... Orada hâlâ her sabaha çocukların katledilmesiyle başlanıyor; her gece açlıkla tamamlanıyor... Dünya böyle bir dünya işte! Çoğumuzun kafasına bu gerçek yeni dank ediyor... Esra (Elönü) yazdı ya geçenlerde: "Mazlumlar ölmeye doydular. Zalimler öldürmeye hep aç..."