Yolcular!

İNSANLAR yürüyordu sokaklarda. Açlar, toklar işi olanlar olmayanlar, hayattan hiçbir umudu kalmayanlar. Yoksullar, orta halliler, tiner koklayan çocuklar, genç kızları yoklayan adamlar! Bir ağacın gölgesine uzanma özlemi çekenler, sabah akşam bitirimlikle klip çekenler. Bayağılaşma ihtimalleri yüksek, tavırları alçak! Başkalarının hayatına el koyanlar da vardı kadınları gözleriyle yerken doyanlar da. Kimileri "armut piş ağzıma düş" der gibi yürüyordu kimileri ölüme gider gibi. Kendilerini bağımsız hissedenler de yürüyordu bakımsız olanlar da. Kiminin tırnaklarında dökülmüş ojeleri, kiminin parayı bulma projeleri. Zamanın sadece yolculuk kavramı olduğunun bilincinde yürüyenler de vardı zamanı öldürmek için yürüyenler de. Dünyayı kendi varlığıyla süslemek ister gibi, yitirdiklerinden arta kalanlarla diğer insanları beslemek ister gibi. Kimileri içi geçmiş kimileri modası geçmiş gibi yürüyordu. Kıyıya vurmuş yengeç gibi yürüyenler de vardı, karıncayı incitmeyecek kadar narin yürüyenler de. Hiç oralı olmayanlar vardı da buralı olup olmadıklarının anlamı yoktu, hemşeri ayaklarını hiç sevmedikleri için belki. İstanbul'a kasten zarar vermeye gelmiş de "beni önden gönderdiler diğerleri yolda" der gibi yürüyenler de vardı, kendilerine benzemeyenlere hırs bürüyenler de. Bazıları şehrin nemli ve kasvetli havasına uygun adım yürüyordu, bazıları gıdım gıdım. Kimileri kendine kaçmış hayalet gibi kimileri şüpheli paket gibi. Gömleğinin yakasında emeğin terini taşıyan yaşlı adamlar da yürüyordu, elindeki pet şişeyle bir köpeğe su verebilmenin derdindeki genç kızlar da. Kimileri elde avuçta bir şey kalmamış gibi yürüyordu, kimilerinin iki ayağı bir pabuçta! Kimileri pilli radyo gibi, kimilerinin omuzlarında tank ağırlığı. Hastalıklı varlığını başkalarını yok etmek üzerine yoğunlaştıranlar vardı. Hayata lanet okur gibi yürüyenler de vardı kitap okur gibi yürüyenler de. Hafızasından eski İstanbul'u silmemiş gibi yürüyeni pek bulamadım. İnsanların asabını bozmak için yola çıkanlar da vardı, kendilerinden başkalarının yürüdüğünün bilincinde hareket edenler de. Kimileri kaybettiği düşlerini arar gibi yürüyordu,