23 Nisan!

OKULDAN ada vapuruna sıra halinde gitmekle çocukluğun elini tutmak arasında bir yerdeydik. Burgazada Yatılı İlkokulu'nda.
Geceleri gökyüzüne merdiven dayardık, gündüzleri gözlerimizle boyardık duvarları.
23 Nisan bizim için bayramdan çok daha fazlasıydı.
Babasız çocuklardık, o gün annelerimiz gelirdi okula. Bizler onlar için müsamere yapardık. O güzelim öğretmenlerimiz ne çok çaba gösterirlerdi rollerimizi ezberletmek ve anne sevgisinin yokluğunu hissettirmemek için.

Domates, zeytin peynir ve kıyma ne kadar ucuzdu. 23 Nisan'da bütün anneler yeşillikler üzerinde birlikte piknik yaparlardı da kuru köfte, yanında haşlanmış yumurta herkesin vazgeçilmez yemekleriydi.
Güneş bağdaş kurardı çocukların gözlerinde, gökyüzünde dalgalanan uçurtmaları olurdu bu aylarda. Gökte süzülen çocuklardı da ipi tutan uçurtmaydı belki. Ama bütün büyükler bir çiçek nasıl tutulursa en narin yerinden, çocukların ellerinden öyle tutardı.

Mahallenin ortasında hizmete ayarlanmış atlar gibi beklerdi çocuklar.
"Bir şey lazım mı teyze" O zamanlar çocuklar sevgiyle ve geleneklerle yetiştirilirdi. Büyükler çocuklarla konuşurken onların göz hizasına eğilirdi, yüksekten bakmak ne demek!
Hepsi de bilirdi ki; "çocuklar sevilmezse çabuk yaşlanır!" Çocuk denince gözleri yaşlanırdı her birinin.

Neleri eskitmedi ki zaman ama zamanın insanları bu kadar kolay kirletmesi mümkün olmayabilirdi. Her şey birbirinin içinden geçti gitti.
Çocuklara aydınlık bir gelecek hazırlamak varken ocaklarına incir ağacı dikildi. Ahlaksızlığı güncelleştiren teknoloji yetmezmiş gibi her türlü kötülüğü enjekte edenlerin sırtı sıvazlandı.
Yeşilçam filmlerinde verilen insani mesajların yerini sosyal medyadaki ahlaksızlığa davet resepsiyonları aldı, çocuklarımız için tehlike çemberi daraldıkça daraldı.

Bugün 23 Nisan. Mustafa Kemal Atatürk tarafından armağan edilen ve dünyada eşi olmayan bir bayramı var çocuklarımızın.
Üstelik bu bayramın "ulusal egemenlik" gibi özel bir yanı da var.
O bayramların nasıl kutlandığını gören son nesil çocuklarız biz.
Mavi nurdan bir ırmak gölgede bir salıncak üzerinde.

Çocukluğum geçen yıllarda olduğu gibi dün gece vapura atlayıp Burgazada Yatılı İlkokulu'na gitti. Çocukluk hayatın imecesidir, her şey en adil biçimde çocuklukta paylaşılır. Her büyümüş insanın çocukluğunda diğer çocuklara borcu kalmıştır.