Yağlı müşteri!

OLDUKÇA kilolu bir adam yanında kabadayı kılıklı 3 kişiyle birlikte ünlü et restoranına girdi. Adam ve yanındakiler en özel masalardan birine oturtulurken garsonlar hizaya girdi. Manzarayı seyreden müşterilerden biri ayağa kalkıp şefi çağırdı. "Bizim siparişler hala gelmedi ve siz bütün müşterileri bırakıp bir adamın peşine takılıyorsunuz." "Yok efendim" dedi ağzının kenarından yağ damlayan şef; "siparişiniz birazdan gelir." Geçen sadece zamandı ve yağlı müşterinin siparişleri çoktan masaya gelmişti bile. Adam yeniden ayağa kalktı ve yanından geçen garsonu çevirdi, "ben bu masaya oturmak için 3 saat bekledim." Garsonun müşteriye saygısı yerlerde; "kapıda 3 saat beklediyseniz masada da bekleyin!" Adam yanında oturan karısına döndü, "bir daha bana televizyonlardan restoran seçme. Buradaki etlerin sosunda mavi boncuk varmış ki bize çıktı!" Adam söylene söylene çıktı. Kendilerini yağlı müşterilerin karşısında uşak olarak hisseden restoran çalışanları için müşteri kaybetmek zafer sayılırdı. Çünkü kapının önü boş masa bekleyenlerle doluydu. Popüler mekanda et yemek kadar kazık yemenin de harika bir tadı vardı. O sırada "yağlı ağır abinin" masasında en az 6 garson vardı. Bu topraklarda eşitlik ilkesini göremezsiniz ama bu sahneleri birçok popüler mekanda görebilirsiniz. Bazılarının kendilerine ayrıcalıklı davranılması için bulduğu yollar vardır, böyle sahneler herkesin dikkatini çekse de kimse bir şey söylemez. Bazılarının parasından başka hiçbir şeyi yoktur, o paraya gösterilen sahte saygıdan memnun olur. Bazıları da paranın kokusunu alınca hamamböceği olur! Sonra ne oldu Restoranın şefi o ağaların yanına gitti, göbeği masadan taşan adamın kulağına eğilip, "birileri size gösterdiğimiz saygıyı kıskandı efendim" dedi. Beş parmağıyla saldırdığı kanlı bonfileyi ağzına götüren yağlı müşteri, "bunlar kompleksli insanlar oğlum" diye karşılık verdi. Sonra yağlı ellerini cebine soktu, çıkardığı para demetinin içinden 100 doları şefin cebine sıkıştırdı.