Vicdan kargo!

Adamın biri sokakta tezgah açmıştı da boş bir masanın üzerinde "dertlerimi satıyorum" yazılı bir mukavva vardı. Yanına gittim, "herkesin derdi başından aşmışken, sizin dertlerinizi kim ne yapsın" dedim de harika bir cevap verdi. "Benim dertlerim başka insanların yanında devede kulak kalır!" "Peki, dertlerinizi satıp karşılığında ne istiyorsunuz" "Bir tane bile müşteri çıksa bu sorunun cevabını verebilirdim" dedi, sonra bana döndü, "siz müşteri misiniz" "Evet" dedim bir gülüş belirdi yüzünde, onunla birlikte ben de güldüm. "İşte bunu" dedi, "ben de bu gülümsemeyi alıyorum!" "Harikasın" dedim ve gittim. Eski yıllarda en çok gülle bülbülün aşkını anlatırdı şarkılar. "Bülbül aşıkmış güle, gül naz eder bülbüle." Bir bülbülün bütün hayatını gülün etrafında harcadığı sanılır. Hayır! Bülbüller yılda 3500 kilometre yolculuk yaparlar. Yıllardır güllere şakıdıkları o harika bestelerin bedelini böyle öderler. Öyle şarkılar kalmasa da bizler aşk için yapılan tüm tanımların para için yapılmayan bütün güzelliklerle kardeş olduğunu biliyoruz. Diyoruz ki; 'para kazanmak kolaydır, zor olan insanların gönlünü kazanmaktır.' Yalanların şişirilmiş balonları uçarken, nefretin konuşma balonları patlarken insanların gönlünü kazanmak herkesin umurunda değil. İnsanların çoğu kendi hayatlarını sevmiyor ama işin en acı yanı başkalarının hayatının kötü olmasını seviyor. O yüzden bir gülüşün bile ne kadar değerli olduğunu bilen insanları başımızın üstünde taşıyalım. Kaybettikleri zamanı güzelliklerle dolduranla, yoksulun kanını emerek kasasını dolduranlar arasındaki farka mahsuben! Vefa; geldiğin yeri unutmadan geleceğine ışık tutan güzel insanları ayrı bir yere koymaktır. Bizler güzeli de gördük çirkini de! Bizler evine ekmek götürebilmek için ceketini satanı da gördük para için ruhunu satanı da. Kalbini gözlerine koyanlarla insanların canına göz koyanlar arasındaki farkı biliriz. Hayatın sınandığı bir zaman diliminden geçerken kötülüklerden asla vazgeçmeyenler bizim kitabımızda da yok insanlık kitabında da! Vicdanı