Hakkı Yalçın

Takvim

Çocuk ve kitap!

AYAĞINDA ayakkabı yok, üstü başı berbat 12 yaşlarında bir çocuk. Karşısında bir fırın var, yanında kitapçı. Bütün gün ağzına lokma girmeyen çocuğun gözleri kitap satan dükkanı tercih ediyor. Vitrinde daha önce okuduğu bir kitaba rastlar diye belki. Buna karşılık karnını doyurabileceği ekmekler her zamankinden daha çekici ama çocuk, okuduğu kitapla

Karanlık!

İYİLİK yapmak için sebep aranmaz. İyi insan gözünün de gönlünün de rotasını bilir. Kötülere; kadınların katledilmesi, çocukların taciz edilmesi müjde gibi gelir. Yükselen değerin alçaklık olduğu bir düzende yeni moda erkekliğin rütbesi de böyle yükselir Onlar şiddet ister saldırı ister. Hak ve hukukun zerresine sahip çıkmazlar ama ırz düşmanlarına

Manzara!

DOMATESİ ısırmayı bilmeyen çocuklara bu keyfi hatırlatsak komik kaçar. Cep fotoromanların bir karesine takılıp kalan genç kızların duyduğu hisleri, şimdi "kışkırtıcı" televizyon dizilerinde donup kalanlar ne bilsin! Telgrafın tellerine konan kuşların hep birlikte uçtukları zaman oluşturduğu manzarayı kaç kişi hatırlar ve hayal edebilir Gökyüzünün k

Erkek cenneti!

ERKEK ismi taşıyan "iki sırtlan" sokakta sıkıştırdıkları kızı taciz ediyor. Kız yerde, insanlık yerde. O sırtlanlara kapılar kilitsiz, genç kızlarımız sebil. Genç kızın haykırışları duyulmasa sokak ortasında tecavüzün kesinleşmesi kaçınılmazdı. Bazıları yardıma koşan iri yarı adamların o pozisyonda daha saldırgan olmasını beklemiş ama şimdiki zaman

Baş eğmek!

DÜŞMAN haritada uzaktaydı ama yakından saldırdı. Ülke ruhunu çürütmenin ve düşünen insanları yok etmenin püf noktalarını buldular, bizi önce içimizden vurdular. İmha planlarını gençlerimizi mahvetmek üzerine kurdular. Amerikan malı televizyon kanallarında oynatılan dizilerde Metamfetamin denilen uyuşturucunun cazibesi ortalığı kasıp kavurdu. Müsait

Sonbahar!

TELEFONLAR jetonu unuttu kıyılarımız betonu öğrendi. Güzelliklerin dilinden anlayan insan sayısı azaldı, kalemin yerini klavye aldı. Bizim gibi nostalji meraklılarına tepeden bakınca kendilerini yüksekte zannedenlere, "klavyelerin klozetlerden 400 kat daha kirli olduğu" gerçeği kaldı. Ağacını görmediği meyveleri yemeyen çocukların yerini, teknoloji

Zamanın ruhu!

HER mahallenin "kadrolu mizah eki konumundaki" adamları vardı da insanları gülmekten kırar geçirirlerdi. Onlar güldürürken düşündüren insanlardı, hepsi acıyla imtihan edilmişti. Şimdi bırakın insanları güldürmeyi, anasını ağlatmayı maharet sayanlar var. Bizler geçmiş yılların güzelliklerini anlatırken, karşımıza dikilenler oluyor. "Zamanın ruhu di

Acele edelim!

KAN dökmenin kan vermekten değerli sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz artık. Teknolojiyle birlikte ne cana saygı kaldı ne insanlık denen aşka. Umudumuz da kalmadı kaderin bizlere biçtiği ömürden başka. Dünyayı güzelleştirmek için çabalayan, kapitalizme ve savaşlara karşı duran gençleri 60'lı 70'li yıllarda yok ettiler. Dünyadaki karbon miktarını azalt

Yok'sulluk!

KİM bilir hangi mahallelerde, ücra köşelerde ruhsatsız silahlar ve hatta depolar var. İnsanların kolayca kaçak olarak girebildiği topraklarda ruhsatsız silah sayısı milyonları aşarken, cinayet haberlerimiz sınırları aşarken ve vahşetin temsil gücü artarken bunlar daha fragman! Canın değeri yok! Sokaklar çete kaynıyor. Hayatı burnundan çekenlerin v

Yağmur kuşu!

OTURDUĞU evin beşinci katından atlayan bir genç kızın intihar mektubunu okudum. Hayatla mesafesi kısalırken fark edilmediğini düşünen bu genç kız, ömrünün uzun olmasına gerek duymamış Sitemleri var; "günlerdir can çekişiyorum kimse görmedi!" Kendince haklı bulduğu acı gerçeğin yansıması var; "iyi bir insan olarak yaşamak bana bir şey kazandırmadı.