Gökhan Özcan

Yeni Şafak

Kaideyi kaybetmek

Hiç kimse gerçeği olduğu gibi görme kabiliyetini yitirmiş gözlerle hayata bakıyor olmayı istemez. Bu dosdoğru bakamıyor olmakla, yani olduğu gibi göremiyor olmakla aynı şeydir çünkü. Göremediğini bildiğin sürece görememek bir eksikliktir ve fakat doğrudan yanlışa sevk etmez insanı. Ancak görüyor ama gördüğümüzün gerçeğin ta kendisi olmadığını bilem

Hakikat mürekkebinde demlenen kalem

Derler ki bütün kainat bir noktadan ibarettir; insana verilen o noktada mündemiçtir ve bildiğimiz her şey o noktadan türemiştir. Hattat yazmaya kalemin kağıda dokunduğu yerden başlar, her şeyi içine sığdıran o sırlı noktadan... Sonradan kağıda nakşedilen her kelime o noktanın hakikatinden doğar, cümle lisan o bir tek noktanın içine dürülmüştür.Keli

Kötülük çıplak!

Uzun süredir bu sütunda konu aldığım meseleleri ele alırken ısrarla 'iyilik' ve 'kötülük' kavramlarını kullanıyorum. Bu kavramları niye tercih ediyorum Çünkü bu kavramlar yerine, gündeme gelen çatışmaların iki tarafına birtakım özel isimleri, ülkeleri, grupları ya da birbirinden ayrışan başka yapıları koyduğumuzda kısa zaman içinde oluşan toz duman

Kefaret

Filistin'de israil'in vahşeti başladığından beri kalemimi başka bir meseleye çeviremiyorum. Çok gündeme takılan biri olmadığımı biliyorsunuz, çoğu zaman önümüzden akıp geçen gündem başlıklarının bize kendi aslî gündemimizi unutturacak başlıklardan oluştuğunu düşünüyorum çünkü. En fazla birkaç gün içinde unutacağımız, oluşturulan toz dumanı hak etme

İstikamet her şeydir!

Hayat bir koşuşturmaya dönüştüğünden beri, yaşadıklarımızın, etrafımızda olan bitenlerin, içinden geçip gittiklerimizin mahiyetini düşünmeye pek vakit bulamıyoruz. Her şey olup bitiyor, biz ancak ondan sonra kendimizi o olan şeyin bir tarafında konumlandırıyoruz. Yapıp ediyor gibi göründüğümüz şeylere çoğu zaman sadece maruz kalıyor, razı oluyor ya

Sıradan bir Filistin hikâyesi

Kenize Murad'ın 2004 tarihli 'Toprağımızın Kokusu' isimli kitabından yine o yıllarda yaşanan gerçek bir Filistin hikâyesi... Kötülüğün siyonist kafalarda on yıllardan bu yana ne kadar içselleştirilmiş bir şey olduğunu gösteriyor. Kitapta bunun gibi nice kahırlı hikâye var. ..."Ramallah'ın istila edildiği gündü; 28 Mart. Öğleden sonra saat ikide ask