Feridun Andaç

Cumhuriyet

Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara Öyledir, bazı yazarlar, metinler karşınıza ansızın çıkar. Duralatır sizi. "Benim yazarım" demesem de yazdıklarına ilgisiz kalmadığım, okuduğum biridir Henry Miller. Kitabevinde Yazmak Üzerine'yi (*) görünce hemen aldım. Beşiktaş'ta, arka bahçesi olan bir kafede kitabı okumaya verdim kendimi. Notlarla yol aldım. *Kend

Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam. Doğada yeri olduğuna göre değeri de vardır. Peki, aklı olan bir canlıyı neden kınarız, eleştiririz, örseleriz kimi zaman Elbette bizi tepkisiz bırakmayan yaptığı eylemin verdiği zararlar, açtığı yaralar, getirdiği yıkımlardır... Şu da var ki çağımız soysuzluğun önünü ha bire açıyor. Küresel kapitalizm, hayatı yağmaladığı kadar

'Labirent' neyi anlatır

Amin Maalouf, bir dünya romancısı. "Evrensel yazar" da diyebiliriz. Her ne kadar romanları, doğduğu coğrafyanın kültürel dokusundan beslense de; onun bu çizgiye gelmesinin, günümüz dünyasını okumadaki başarısından kaynaklandığını söylemek isterim. Bu anlamda Arapların Gözünden Haçlı Seferleri (*) adeta bir işaret fişeğidir. Bunu izleyen dört deneme

Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz. Timsah gözyaşları dökenler, dökemeyenler bilsin ki bir cemaat şebekesiyle işbirliği yaparak Cumhuriyeti ortadan kaldırabilmek için elbirliğiyle suç işlemişlerdir. Bu suç; Hem toplumsaldır, Hem siyasidir, Hem de ahlakidir. Toplumsaldır çünkü insanların her türlü yaşama, yetişme, özgür iradesiyle var olma hakkına müdahal

Yazı yordamı

1) Başlangıçlar Her şey bir şeydir, belki de! Yüzümü Aristoteles'e dönünce bunu daha iyi görüyorum. Ondaki bilinç, bakış sarsalıyor beni. İlgi ve yönelimleri, öğretisinin zenginliği, kendisinin nasıl da meraklı biri olduğunu anlatıyor bana. Platon'dan çok, kendimi ona daha yakın hissediyorum. Hegel yerine Kant'ı tercih etmem gibi. Bilinen bölünen b

Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu: "Adım adım gelen körlük o kadar acıklı değil. Ağır ağır gelen bir yaz akşamı gibi." (*) Karanlık öyledir, ansızın gelir sanırsınız! Ama hiç de öyle değildir. Size burada ilkten Elias Canetti'nin Körleşme romanını hatırlatmak isterim. Gençliğinden tanıklık ettiği kitlesel bir gösteri, ve burada yaş

'Ah, bu sessizliği anlat!'

- Nefes almak isteyen okur için... Size öncelikle karamsar şeyler yazmak istemediğimi belirtmek isterim. Arjantinli şair Alejandra Pizarnik'in şiirleriyle karşılaştığımda, bir an duraksamıştım. Hayata ve kendine dair bu denli sorgulayıcı bir bakışa sahip bir şairin hayal dünyasını, yaşadığı ortamı, ilişkilerini ve onu bu kadar umutsuz, hatta "karan

Çürümenin göstergeleri

Türkiye'nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer. İç ve dış siyaset başlı başına bir olgu. Hem de her açıdan. Toplumun gündelik yaşamı da işte o var olan siyasal yapının yansımalarını içeriyor. Yani deyim yerindeyse, her alanda derin bir çöküşü, yozlaşmayı, hatta çürümeyi görüyoruz. Kuşkusuz tüm bunların tek bir nedeni yok; hepsi birbiri

Türkiye'den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

BİR DOLANDIRILMANIN ANATOMİSİ Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız! Yalanlarla, düzenbazlıklarla insanları kandırmanın eğitimini almışsınız. Aklınız bunlara çalıştığı için kurduğunuz tuzakta insanları avlamayı bir hüner sanıyorsunuz. Kolay yoldan -insanların parasına çökerekzenginleşme peşinde koşu

İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı'ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı'nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olduğu günlerin sonrasındaydı bu görüşmemiz. CHP ve MHP adayı olarak 2014'te ortaya çıkarılan İhsanoğlu, aslında Ali Rı