Emin Çölaşan

Sözcü

PKK'yı unuttuk mu

Sevgili okurlarım, çevremizde çıkan son savaş bize Türkiye'ningerçek gündeminiunutturdu... YaniPKKolayını... Oysa başımıza bela olan bu konuyu yıllarca tartışmıştık. Bir süre öncesine kadar çok sayın ve muhterem devlet büyüklerimiz her gün birbiri ardına konuşuyor, PKK'nın teslim bayrağını çekmek üzere olduğunu vurguluyorlardı! Apoayarlanmıştı, koş

Türkiye bu savaşı bitirecek(miş)!

Sevgili okurlarım, tam da birkaç yıl önce patlak veren Rusya-Ukrayna savaşını izlerken şimdi başımıza bir de İran-İsrail savaşı çıktı. Şimdi bu ikinciyi izliyoruz. İran gerek nüfus ve gerekse coğrafi alan olarak İsrail'den çok daha büyük bir ülke. Üstelik aralarında bin kilometreden fazla bir mesafe var. Dolayısıyla bu savaşta kara harbi yok. Onun

Adına Mossad denilen bir yer...

Sevgili okurlarım, bizim bölgemizde birbirine en büyük düşman görünen iki ülke var. İlki İsrail, ikincisi ise İran. Aslına bakarsanız bu iki ülke de din devleti. İlki Yahudi yasalarına, ikincisi ise İslam (!) adına yönetiliyor. İkisi de birbirinin can düşmanı. Ya da öyle görünmek işlerine geliyor. İsrail'in dünya çapında bir avantajı var. Elindeki

Ali kıran baş kesen

Sevgili okurlarım, Ortadoğu bölgesinde adına İsrail denilen küçük, avuç içi kadar bir ülke var. Nüfusu 15 milyon dolaylarında olan, ama yaptıklarıyla dünyayı ayağa kaldıran bir ülke... Nüfusu geçmişte dünyanın dört bir yanından getirilen Yahudilerden oluşuyor. Bunların ataları geçmiş yıllarda Osmanlı uyruğunda idi. Kendilerine yurt ilan ettikleri F

Neden "Cumhuriyet" savcısı

Sevgili okurlarım, bu iktidar döneminde tanık olduğumuz yoğun bir tartışma konusu var... Ve bu tartışma, gereken önlemler alınmadığı sürece daha uzun yıllar sürüp gidecek. Adaletin durumu... Hepimiz biliyoruz, adalet deyince karşımızda üç ana unsur var. Hakim, Cumhuriyet savcısı ve avukat. İşin temel kuralı, bu üç ana unsurdan her birinin s

İşin kolayını böyle buldular

Sevgili okurlarım, son yıllarda birbiri ardına yaşadığımız olaylar bize bir tek şeyi gösteriyor. Türkiye'de hak, hukuk ve adalet kavramları yok edilmiştir. Bunların yerine, adına 'iktidarın hukuku' denilen yeni bir kavram getirilmiştir. Aynen ilkel Afrika ülkelerinde, bazı Latin Amerika ülkelerinde ya da Afganistan'da olduğu gibi... Hukuk neymiş,

Hangi Recep Tayyip!..

Sevgili okurlarım, bir siyasetçi için önemli olan hususlardan biri de dün söylediklerinin bugün arkasında durabilmektir. Türkiye'de ne yazık ki genel bir uygulama vardır. Geçmişte bir ülkenin gidişinden sorumlu olmayan siyasetçi konuştukça konuşur, eleştirdikçe eleştirir ve yapacaklarını sıralar... Ama günün birinde iş başına geldiği takdirde dün s

Bir bayramın ardından...

Sevgili okurlarım, her Kurban Bayramı'nda karşımıza ilginç birtakım rakamlar ve görüntüler çıkar. Bunların bence en önemlisi kurban keseyim derken kendini kesen tiplerdir. Alırlar ellerine keskin bıçakları, kurbanlık hayvanı yere yatırıp önce besmele çekerler. Sonra sıra havyanı bağırta bağırta kesmeye gelir!.. Ve işin komedisi bu aşamada başlar.

Gazeteci abimiz Şinasi Nahit Berker... Hop dedik!

(Sevgili okurlarım, bugün kurban bayramı... Neredeyse her gün siyasi yazılar yazıyorum. Bugün bir değişiklik yapayım dedim. Şimdi okuyacağınız yazı burada daha önce de çıkmıştı. Yani bu bayram gününde biraz tatlı, yumuşak ve siyasetsiz bir şey yazmaya karar verdim. İşte o yazı!) Konusu gazeteci abimiz, bizden önceki kuşak gazetecilerden Şinasi Nah

İmamoğlu'nun cezaevi değişir mi..

Sevgili okurlarım, şu güzel memleketin ne durumlara düşürüldüğünü hep birlikte izliyoruz. İstanbul'daki holding patronu da izliyor, Yozgat'taki çiftçi de. Üniversite öğrencisi de devlet memuru da... İş arayıp bulamayan ve evinde boş oturmak zorunda bırakılan milyonlarca işsiz vatandaşımız da bu olanları ister istemez izliyor. ... Ve hepimiz bir ger