Coşkun Çokyiğit

Yeniçağ

Bir tel kopar…

Çocuktuk. Memleketin tozlu, kirli ve kötü kokan sokakları belediyenin arazözleriyle yıkanırdı. Çünkü bu sokaklardan sadece insanlar, araçlar, sokak hayvanları geçmez, en az üç evin birinde varlığını sürdüren inek veya camız (manda) gibi hayvanlar her sabah nahıra katılır, her akşam aynı ana yoldan sokaklara oradan da evlerin ahırlarına yürürlerdi.

Sosyal Medya, Şizofreni, Anlam Salatası

Sosyal medya içerikleri hakkında yazıp çizmeyen, hakkında ağır ifadeler kullanmayan kalmadı. İnternete girdikten sonra bu platformlardan bir ikisine takılmamak elde değil. Hatta insanlar çoktan beri haberleri, olayları anı anına buralardan öğrenip buralardan yapılan yorumlardan kanaat sahibi oluyor. Genel anlamda bu tür haber paylaşan, bilgi ve diğ

Anadolu'dan intibalar: İklim krizi ve Maraş cevizi

Deprem felaketinin yaralarını hızla sarmaya, normalleşmeye çabalayan memleketim Kahramanmaraş'a gitmek için bu yaz ikinci defa yollara düştüm. Eşim Sema yanımdaydı ve o bir coğrafyacı olduğu için yol boyunca "iklim krizi" bilgileri verdi. Bin kilometre boyunca tabiattaki değişmelere, sıcaklıklarını mevsim normallerinin üzerinde seyrinin mahalli değ

Altın Portakal mı Altın Koza mı

Yaz ortasında film festivali haberleri tek tek e-posta kutuma düşüyor. Antalya ve Adana film festivalleri yanında neredeyse her şehrimizde düzenlenen belgesel veya kısa film yarışmalı festival duyuruları da sosyal medyada veya gazetelerde sık rastladığımız haberlerden. Bir yanda TRT 12 Punto'nun İstanbul'da düzenlediği ve çok ilgi gören etkinliği,

Gönlü zengin bir kedi annesi

Üç hafta önce, evimize dalarak tatilimize dramatik bir sürprizle katlan bir anne kedi ve dört yavrusundan bahsettikten bir hafta sonra yavruların ikisini, gerçek bir hayvan sever olarak şöhretli dillere destan olan Kutsi Hoca'nın üstleneceğini bunun beni çok rahatlattığını anlatmıştım. Anne kediye nedense isim vermek aklıma gelmemişti ama şahane en

Çernobil metaforu

Çernobil dizisini izleyenler bilir. Sovyetler Birliği egemenliğindeki dönemde Ukrayna'nın Pripyat şehrindeki nükleer enerji üreten tesisin dört numaralı reaktörü patladıktan sonra, bürokratik-ideolojik zırvalıkları yüzünden yangın tamamen kontrolden çıkıp felaketin boyutu taban erimesi tehlikesine kadar yayılır. Taban erdiğinde tüm nükleer zehir ye

Tatilci vicdanı 2

Pazar günkü yazımda bir anne kedi ve dört eniğinin dramatik macerasını, kendi dramlarına beni nasıl kattıklarını anlattıktan sonra bu yavrucaklara yer bulmak için sosyal medya dâhil bütün iletişim kanallarını kullanacağımı yazmıştım. İsimlerini yazmaktan her defasında imtina ettiğim bu mecralardaki çağrıma cevap gelmedi. Oysa paylaştıkları görsel v

Tatilci vicdanı

Çıldırmış gibiydi. Eve dalıp koltuk kanepe altlarına saklanmıştı. Onu dışarı çıkartabilmek için epey ter döktük. Doğrusu ne olduğunu anlayamadım ama pembe, nemli burnunun üzerinde kızıl kırmızı hafif kavisli bir pati izi vardı. Çizmiş geçmiş, tam yırtılmamış. Gözümüzün içine bakarak çığlık atar gibi kısa, kesik miyavlıyordu. Onu dışarı attığımızda

Nostaljik tarihi değerlerimizi yaşatmak için ne yapıyoruz

Devlet-i Ali- Osman'ı her alanda yağmalayan, üretilmiş bütün doğal ve insan işi değerleri temellük etmek için birbirleriyle kıran kırana bir yarışa giren Zeus'un gayrı meşru odalığı "Europa", aynı yabani iştahla bütün coğrafyalardaki değerleri talan etmekten vazgeçmiş değildir. "Pis işlerini, silahları boylarından büyük lanetli kavme havale ettikle

Ömer Onay, yolun kutlu olsun

Ahmet Taşağıl Hoca ile sohbet ederken, "Bozkırın Çocukları" adlı bir senaryo üzerinde çalıştığımızı, hikâyemizin adını, "Gök Tengri'nin Çocukları" kitabından esinlenerek koyduğumuzu ve aslında tarih öncesi denilen ve Turan coğrafyasına ait verilerin çok az olduğu bir zamanı işlemek istediğimizi anlatmıştım. Bir rüya geçek oluyormuş gibi heyecanlanm