Cem Sancar

Sabah

Sokak hayvanları: Merhamet ve menfaat

Merhamet medeniyetiyiz evet ama bunun suiistimalinin pek yaygın olduğu bir ülkeyiz. Geçtiğimiz yıllarda bir adada yaşıyordum. Ada, sokak kedileriyle ve de sokak köpekleriyle meşhurdu. Özellikle kışın bu hayvancıklar aç kalırdı. Adanın kış halkı, -ki onlar gecekondularda oturan bahçıvan, bekçi, tamirat tadilat insanlarıydı- ellerinden geldiği kadar

İnsan Tarikatı

Tarik yol demek, tarikat yol okulu. Yani bir yol var, orada anlaşabiliriz. Bu yol insanın hayatta erginleşmesi hem huy hem ruh olarak güzelleşmesi, ışıldayan bir bilince ulaşarak ne yaptığının ne ettiğinin farkına varmasıdır desek yanlış olmaz... Tamamlanmış insana, bizim medeniyetimizin diliyle insan-ı kâmile uzanan bir seyahatten bahsediyoruz. Bi

Göbek deliği

Bizim bilgelerimiz "insan kâinatın özetidir" demişti. Ondandır kâinatın özü, düşüncesi insanda ortaya çıkar. Beden bir giysidir, biz vakti zamanı geldiğinde bedeni askıya asar, yolumuza devam ederiz... Darwin tekamülün kabuğunu, elbiseyi gördü, her şeyi o sandı. Doğal ayıklanma var dedi, ayakta kalanlar güçlülerdir dedi, zayıfların şansı yoktu. Zat

Önce insan

Farkındayız. Aklı başında olanlarla birlikte seyir hâlindeyiz... Sittinsenedir konuştuğumuz şey parmağının ucunu gösterdi: Sükûn ve yumuşama. Tabii çatışmacı statükodan beslenenler infial halindeler. Kutuplaşma denen ilkelliğin farkına varılmasından ve ortak akıl denen aklı selimden rahatsızlar. Nefret dilinin sönümlenme ihtimalinden mutsuzlar. Mes

Envaiçeşit

Yaz sezonu açılmadığı için pansiyonlar nispeten ucuzdu. Bahar gelmiş, ılık bir yaz saçını göstermiş, etraf kır çiçekleriyle bezenmişti. Her yönde bir dirilme, bir dikilme vardı. Turizm gelirinden başka bir şeyi olmayan ve kapalı sezonda paralarını pavyon-kumar ikilisine yatıran işletmeciler bile hınzır bir gülümseyişle ellerini ovuşturmaya başlamış

Aralarda derelerde

İki arada bir derede kalmak diye bir sözümüz vardır. Kararsızlığı imler. Ya da tereddüt hâlini. Mütereddit de derler buna eskiler. Durumumuz biraz öyle. Batı mı Doğu mu Demokrasi mi güvenlik mi Örtülümü örtüsüz mü Dar paça mı bol paça mı Yoksa menemen soğanlı mı Aralarda kalmak, yaptığından, kendinden asla emin olamamak mânâsına da gelir. Batının t

Cenneti ararken

Herkes kendi tarihini yapar. Herkes Herodot'udur ahir ömrünün. "İnternet neslini anlamadan siyaset de olmaz, sosyoloji de" diye yazıyor geniş hacimli birileri. Onlara (mesafeyi koruyarak) sormak lazım: O nesli bu nesli bırak da muhterem, sen önce kendini anladın mı, kendini Han hamam, şan şöhret sahibi bir adam ilahi bir ses duymuş, azgınlıktan va

Dinden uzaklaşmalar

Batı hızla dinden uzaklaşıyor, diye yazıyor kitaplar. Tamam da hangi dinden sorusunu nedense hep es geçiyorlar. Kısa cevap Tanrıdan. E hangi tanrıdan Öyle karışmış ki kafalar. Bir peygamberi tanrının oğlu yapıp özünü boşaltanlar ya da peygambersiz suskun bir tanrının yanına başka plastik tanrılar koyanlar gırla kıyamet... Bilim kilisesinin zaferini

Kafa karış

Kafa karış bir misket oyunudur. Misket, içinde renkli şekiller bulunan bir cam yuvarlağı. Toprakta oynanır. Hedeflediğin misketi ya vurursun ya da en azından bir karış mesafesi kadar yaklaşmaya çalışırsın. Benim neslim, misketlerini harcadı. Ufka konan ve tantanası yapılan yaldızlı bir misketi vuracağım diye kaşlarını aldırdı, ağzını İngilizce büzd

Öksürmenin faydaları

Geçen gün sevdiğimiz yazar Mustafa Kutlu, "Nasip" başlığında bir yazı neşredince, ben garip bencileyin de oturdum nasip-kısmet üstüne düşündüm. İki tasavvufi hikâyenin üstünde diz kırdım, mevzunun peşine düştüm... İlk hikâyede adamın biri, "Allah'ım benim ağzıma kaşığı sen sokmadığın sürece hiçbir şey yemeyeceğim" der ve yola düşer. Aç biilaç bir