Kalbimizde oturan
İnsan aklıyla, bilinciyle tanımlanır. Bilinç, varoluşun karanlığındaki insana yolu aydınlansın diye verilen fenerdir.
Ondandır işte; feneri, nuru, ışığı olmayan zifiri karanlıkta alelacayip bir mahlukat kılığında oturur.
Ne zaman bir linç duysam, aklıma 6-7 Eylül gelir, sonra Sivas gelir, 12 Eylül öncesi ve sonrası başımıza gelenler gelir...
Öyledir, insanın karanlık yüzünde yılanlar, çıyanlar ve de çakallar cirit atar. Sufi bilgeler bu yanımıza "nefsi emmare" demiştir. Nefsin hayvan yanı, keçi bacaklı içgüdüler. Rotasını sapıtmış cinsel hezeyanlar, sapıklık, kan kokusu ve evet: Irkçılık...
Geçmişte demokratlara gıcık olunmuş darağaçları kurulmuştur. Sosyalistlere düşman olunmuş, insanoğlu görülmemiş zulümlere uğramıştır. Ardından Türk'e düşmanlık işkencelerle yaratılmış, karşılığında Kürde düşmanlık yayılmıştır.
Her şey plan ve program dahilindedir. İnsanın karanlık yanı bu düşmanlıklara sıkıştırılmıştır. Beyninin elektrikleri kesilmiş güruhlar böyledir, kullanılmaya müsaittir. Bunlar ırk derler, haddizâtında başka bir avuntuları başka bir meziyetleri de yoktur. Onun için kadın-erkek kazma saplarıyla sülale boyu birbirlerine veyahut vahşetten kaçarak gelip bize sığınan gariplere saldırırlar...
"Anadolu İrfanı" bu noktada iflas eder, çünkü bu taallukatta "Hakkın- Adaletin-İnsancıllığın" hadi daha açık söyleyelim, Muhammedî İslam'ın mayası tutmamıştır.
Ki faşizm budur. Irkçı çapulcuların 6-7 Eylül olayı, Özel Harp Dairesinin başındaki paşa tarafından, "Çok şugar bir özel harekât operasyonuydu!" şeklinde tatlandırılmamış mıdır
Bu ülkede bu tezgahlar hep böyle kurulmuştur. 28 şubatta başörtülüler itilip kakılmışlardır. Faili meçhuller olmuş üstü örtülmüştür. Arada bankalar hortumlanmıştır. Öyle bir an gelmiştir ki "Derin Teşkilat" ile mafya, kuş sütü eksik mekruh sofralar düzmüştür.
Suriyeli-Arap düşmanlığı tezgâhı da odur. Bu zehir, fanatik Kemalistlerin topluma zerk ettiği bir gayri insaniliktir. Ne ki, cumhuriyetin kuruluş operasında Arap düşmanlığının tohumları ekilmiş ve de biçilmiştir. Araplar bizi arkamızdan bıçakladılar denmiş, kimse de bunlara; "Ya arkadaşım batılı devletler topraklarımızı işgal etti, kan döktü, onları yatlarda katlarda ağırladınız, gidip biz Arap değiliz bizi de aranıza alın diye ağladınız, siz kimi kandırıyorsunuz" diyememiştir.
"Arap dediğin Gazze'li dev direnişçilerdir, terbiyeni takın!" denememiştir...
İşin en enteresan tarafı bir ara herkesin göz süzdüğü FETÖ hem Kürt düşmanı hem Arap hem de Şii düşmanı selefi bir ırkçılıkla mamurdur. 15 Temmuz'da sokağa çıkan her meşrepten "zor zaman dostu yiğit insanlar" tarafından taklaya getirilmişlerdir de ülke felaketin kenarından sıyırmıştır.