Cem Sancar

Sabah

Aydın sadizmi (1)

Aydın sadizmi deyince aklınıza şu mahalle bu mahalle gelmesin. Toptan bir sosyolojiden bahsediyorum. Kendini aydın ve ayrıcalıklı olarak gören kesimlerden. Kendilerine münevver ya da entelektüel demeleri bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey bu seçkin elitin davranış biçimi. Halkı 12 yaşında bir çocuk olarak gören ve bilgiç otoriteler kurarak

Hırtapoz

Hiç buğday tarlasında yattınız mı Öyle başakların arasına. Topraktan korkmadan bir dost gibi. Karıncalar dolaştı mı ellerinizde. Çayırlara uzanıp otların köklerini emdiniz mi Bir deve dikenini soyup özünü yediniz mi hiç Yaz öğle sıcağında tavukları izlediniz mi, öyle düşünceli, gölgelerde. Ferah bir esinti çıksın diye, "Haydar Haydar," bir İslam fe

Artistler Toplumu

Bir zamanlar Beyoğlu'nda "Artistler Kahvesi" vardı bayım. Daha sonra kahvenin sahibi ile Arif Keskiner Sıraselviler'de artistler barını açtılar. Sinema Sevenler Derneği adı altında. Neyse mevzumuz o değil... Biz sinema hastası arka mahalle çocuklarının arasında bir efsane gibi dolaşırdı Artistler Kahvesi. "Abi Tarık Akan bile orada," derlerdi. Biz

Sokak hayvanları: Merhamet ve menfaat

Merhamet medeniyetiyiz evet ama bunun suiistimalinin pek yaygın olduğu bir ülkeyiz. Geçtiğimiz yıllarda bir adada yaşıyordum. Ada, sokak kedileriyle ve de sokak köpekleriyle meşhurdu. Özellikle kışın bu hayvancıklar aç kalırdı. Adanın kış halkı, -ki onlar gecekondularda oturan bahçıvan, bekçi, tamirat tadilat insanlarıydı- ellerinden geldiği kadar

İnsan Tarikatı

Tarik yol demek, tarikat yol okulu. Yani bir yol var, orada anlaşabiliriz. Bu yol insanın hayatta erginleşmesi hem huy hem ruh olarak güzelleşmesi, ışıldayan bir bilince ulaşarak ne yaptığının ne ettiğinin farkına varmasıdır desek yanlış olmaz... Tamamlanmış insana, bizim medeniyetimizin diliyle insan-ı kâmile uzanan bir seyahatten bahsediyoruz. Bi

Göbek deliği

Bizim bilgelerimiz "insan kâinatın özetidir" demişti. Ondandır kâinatın özü, düşüncesi insanda ortaya çıkar. Beden bir giysidir, biz vakti zamanı geldiğinde bedeni askıya asar, yolumuza devam ederiz... Darwin tekamülün kabuğunu, elbiseyi gördü, her şeyi o sandı. Doğal ayıklanma var dedi, ayakta kalanlar güçlülerdir dedi, zayıfların şansı yoktu. Zat

Önce insan

Farkındayız. Aklı başında olanlarla birlikte seyir hâlindeyiz... Sittinsenedir konuştuğumuz şey parmağının ucunu gösterdi: Sükûn ve yumuşama. Tabii çatışmacı statükodan beslenenler infial halindeler. Kutuplaşma denen ilkelliğin farkına varılmasından ve ortak akıl denen aklı selimden rahatsızlar. Nefret dilinin sönümlenme ihtimalinden mutsuzlar. Mes

Envaiçeşit

Yaz sezonu açılmadığı için pansiyonlar nispeten ucuzdu. Bahar gelmiş, ılık bir yaz saçını göstermiş, etraf kır çiçekleriyle bezenmişti. Her yönde bir dirilme, bir dikilme vardı. Turizm gelirinden başka bir şeyi olmayan ve kapalı sezonda paralarını pavyon-kumar ikilisine yatıran işletmeciler bile hınzır bir gülümseyişle ellerini ovuşturmaya başlamış

Aralarda derelerde

İki arada bir derede kalmak diye bir sözümüz vardır. Kararsızlığı imler. Ya da tereddüt hâlini. Mütereddit de derler buna eskiler. Durumumuz biraz öyle. Batı mı Doğu mu Demokrasi mi güvenlik mi Örtülümü örtüsüz mü Dar paça mı bol paça mı Yoksa menemen soğanlı mı Aralarda kalmak, yaptığından, kendinden asla emin olamamak mânâsına da gelir. Batının t

Cenneti ararken

Herkes kendi tarihini yapar. Herkes Herodot'udur ahir ömrünün. "İnternet neslini anlamadan siyaset de olmaz, sosyoloji de" diye yazıyor geniş hacimli birileri. Onlara (mesafeyi koruyarak) sormak lazım: O nesli bu nesli bırak da muhterem, sen önce kendini anladın mı, kendini Han hamam, şan şöhret sahibi bir adam ilahi bir ses duymuş, azgınlıktan va