Yakarış

"gecikmiş bilgeliğin yaşamış bir eski ağacı hatırlatır ki sen emzirirsin duyguyu, sen beslersin kalemleri...."

Türk coğrafyasında felsefeyi küfür, kelâmı zındıklık, tasavvufu şirk olarak gören neo-selefi akımların yaygınlaşmaya başlaması en önemli sorun. Çünkü Türk; Arap-Fars iktidar kavgaları ve o kavgaların teolojik temellendirmeleri dışında Hanefi fıkhı, Mâturidî itikadı ve Yesevî geleneğiyle şekillenmiştir. Biz buna Türk Müslümanlık Tasavvuru diyoruz.

Hacı Bektaş oradan gelmiştir. Ahmet Yesevî pınarıdır o. Baba İshak da öyle, Yunus Emre de...

Ahmet Yesevî ve yetiştirdiği talebeler, gazi dervişler (Alperen Sufiler) İslamiyet'in bu yorumunu sadece Türkistan coğrafyasında hayata geçirmekle kalmayıp, ipek yolunu takip ederek Anadolu'ya gelmişler, insanların kalplerini insan-ı kâmil fikriyle has hakikate ısındırmışlardır...

Balkanları İslam edenler Bektaşi dervişleridir...

New York Times yazdı diye Hacı Bektaş-ı Velî'ye Şii demek olsa olsa cahilliğimizdir bizim. Çünkü biliyorsunuz, Mahmut Erol Kılıç yazdı, Guantanamo esir kampında Şiilerle Sünniler aynı odada namaz kılınca CİA müdahale etmiş, odaları ayırmıştır. Hadise budur.

Hacı Bektaş'a gelince o bir büyük âlim, Anadolu Erenidir. Gür bir nehirdir. Sen kendi milletinle ilgilenecek koca yürekli, çoğulcu bir kafaya sahip olmazsan, seninkilerin üstünde çalışan art niyetler olur, olacaktır.

"sen yarattın, sendeyiz, suyumuz, toprağımız kanımız

senden ey yüce bekleyiş, sanki bu kalın eller kimin elleri..."

Şii'nin de Sünni'nin de selefisi uzaktır bizden. Onlar, 'Ayrıştırıcı Despotizm' müdürleridirler. Bunun iki tık ilerisi IŞİD'dir, DEAŞ'tır. Ne haltsa işte. Kafa kesmek, kadınları ve başka ırkları aşağılamak yasaklanmıştır nezdimizde. Biz "Allah çeşitliliği sever" diyenlerdeniz. Bizim yolumuz bir ceza hukuku yolu değil, aşk yoludur. İnsanı sevmek üstüne konuşmuşuz, öyle de konuşuruz. Tüm yaratılana sahip çıkmak ata yadigârıdır bizde.

Kendine Müslüman, "Ben bilirimci" küt kafalarla aynı açıdan bakmıyoruz yani dünyaya. Orası açık. Ama İsrail Siyonist faşizmi yakarken coğrafyayı, yakarken Filistin'i Gazze'yi Lübnan'ı... Tarafız dibine kadar. Tarafız direnişçilerin yanında. Anti-emperyalist Müslüman kardeşlerimizdir onlar. Allah bir, kitap bir, peygamber, eyvallah. Biz böyle bakarız olaya. İnsanlar çoluk çocuk katliam, ölümler ve bombalar altındayken alayına selam bizden. Hem de ciğerlerimizin bütün gücüyle, en derinden...

"artık bize soluk ver, bizi besle, kendini hatırla

ey biraz yavaş, biraz kutsal, beklerken az sevinçli...."