Bekir Fuat

Karar

Ankara'da bir kitabevi

Ankara'da bir kitapçı... Adı Fatih Yurdakul. Fatih Kitabevi, Ankara'nın gözde mekânlarından UlusHamamönü mahallesinde. Kitapevinden çok, dost meclisini andırıyor. Gelenler, gidenler... Müşteri olarak gelenler aynı zamanda o mekânı paylaşan insanlar. Karnı aç olanlar, canı çay isteyenler oraya geliyor, gelebiliyor. Hemen her türlü kitap, özellikle d

Fatihadır güneşten önce içimizi aydınlatan

Gökyüzü açılır. Hayret taşar, aşk taşar, dua taşar. Irmaklar akar içimize. Göklerle dolar kalbimiz. Saçlarıyla iz sürer melekler, gariplere yol gösterir. Selama durur zaman. Melekler selama durur. Kalbini özler insan. Doğduğu toprağı, cennetin gölgesinde geçen kayıp zamanları Kalbe inşirahla gelen ölümsüzdür. Allah ile meşk eden gariplerin yurdudur

Muhsin Yazıcıoğlu

Bir siyasetçiden değil bir dosttan bahsediyor olmanın heyecanı ile dolup taşar gönül. Hem de öyle bir dost ki yolunuzu Hoca Ahmet Yesevî'nin imanından, Yunus'un gönlünden, Anadolu'nun türküsünden geçirir.Ansiklopedilerin Muhsin Yazıcıoğlu maddesini yazacaklar, "1954'te Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı köyünde doğdu." diye başlayacaklar söze. Yazıcıo

Vicdanın körelmesi

Türkiye'de epeyce bir dönemdir gerçek manada toplumsal vicdanı içinde hisseden entelektüele, düşünce üreten adama rastlamak zorlaşıyor. Bu kanaatimin en önemli sebebi yaşanan tartışmaların çoğunun günlük politikalar üzerinden yapılıyor olması. İdeolojik, felsefi, edebi tartışmaların yerini günlük siyasi polemikler almaya başladı. Öyle "derin düşünc

Ankara'da Ölüm

Yazının başlığını kıymetli akademisyen Durali Yılmaz'ın bir kitabının adından ödünç aldım.Uzayıp kısalan gölgelerin ardında kalan puslu simalar vardır. Ya bir yerden bir başka yere gitmek için yola çıkmış ama kaybolmuştur ya da kendinden kaçmak için yola düşmüş ve zamandan, gerçeklikten, hayatından bir nebze olsun kaçıp uzaklaşmak için kendini kayb

Hayatı gördün hayreti gördün

Her dağın bir çiçeği, her çiçeğin bir dağı var. Bir dağ çiçeği tanıdım şu ömrümde, belli belirsiz dertleşir dururum onunla. Çok derdin var dağ çiçeği, biliyorum. Rüzgâra, soğuğa, kavurucu sıcaklara, hoyrat ayaklara, her çileye direndin. Her çileye direndin de dağ toprağını, gök suyunu esirgeyince soldun değil mi Oysa seni yaşama bağlamıyor muydu o

Ne iş yaparsınız

Şimdi size belki de yeryüzündeki en sıkıcı soruyu sormuş bulunuyorum. "Ne iş yaparsın" Hele bu soru tanıştırıldığınız biri tarafından sorulan ilk soruysa çileden çıkarsınız. "Sana ne" dememek için kendinizi zor tutarsınız.Adam sizinle tanışıyortanıştırılıyor ve nasıl biri olduğunuzu anlamak için ne iş yaptığınızı öğrenmek zorunda hissediyor kendini

Ankara notları

Ankara soğuk. Adı üstünde Ankara. İnsanlarını da kendine benzeten bir şehirden bahsediyoruz. İstanbul'da mesela, Fatih'ten Şehzadebaşı'na doğru yürüyorsunuz, solda Bozdoğan su kemerlerini görürsünüz, arkada Fatih Camii vardır, sağda deniz Veliler, deliler herkes orada. Daha geniş bir gökyüzünde yaşadığınızı hissedersiniz.Atlayıp uçağa Ankara'ya gel

Cümle fikirlerden arınmalı

Cümle fikirlerden arınmalı, hakikat hırkasını giymeliydi.Arayanlar bulurmuş, bulanlar aramaya devam edermiş, derdine düşen yollara düşermiş.Aradık. Hikâyeler işittik, hikâyeler anlattık, dağlar aştık, yollara düştük.Arayış bitmez. Bulan devam eder başka şeyler aramaya. Bulmakla bitmez, bulmak da bitmez. Ay yarılsa, güneş sönse, dünya un ufak olsa b

İktidar seçkinleri

Daha eskilere gitmeyelim. 1970'li yılların sonu, 80'li yılların başı Bu ülkede, "burjuva özentili" zengin bir kesim vardı ve Anadolu insanının emeğine ekmeğine göz diken o insanlar, ülkenin kaynaklarını da sömürerek sırça köşklerde yaşıyorlardı.Güç onlardaydı. İktidar da gazeteler de TRT de onlarındı.Apartmanlarda, kalorifer sıcaklığında yaşayan "