Ayşe Böhürler

Yeni Şafak

İnsansızlaşmak…

Ernest Hemingway'in "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" romanı ikinci dünya savaşı öncesinde savaşın, faşizmin acımasızlığının ortasında "insan olmanın" önemini bize bugün de anlatmaya devam eder. Bu nedenle bugün yaşananların edebiyata, sinemaya aktarılması büyük önem taşıyor. Sanatın, edebiyatın, sinemanın ışığı insanı korur, acımasızlığı gelecek nesille

ESKİ SOLCULAR -2- Huzursuzluğun inkârcılığındandır

Ayşe Şasa, Marksist bir entelektüeldir. Bir senaryo yazarıdır. Batılı bir terbiyede Macar Yahudisi ve Alman iki dadı, çocukluğunu şekillendirir. Dine dair hayatındaki tek şey anneannesi ile 7 yaşındayken camide kıldığı iki rekât namazdır. Marksizm, sunduğu adalet programıyla onu cezbetmiştir. "Marksizmin kapitalizme sunduğu eleştiri o dönemde ulaşa

Eski solcular -1-: İki dünyanın hâl tercümanları

Geçen hafta eski komünistler ve onların ikinci el zamanları üzerine yazarken, Marksizm'den Müslümanca bir dünya görüşüne geçiş yapmış isimleri de yazmalıyız derken böyle bir yazı çıktı ortaya. İsmet Özel ilklerden birisidir. Sonradan gelen birçok kişiye de ilham kaynağı olur. 12 Mart darbesi sonrasında "komünist şair" iken, "Müslüman şair" olan İsm

Kulağa kar suyu kaçırmak

Batılılar bunu çok iyi yapıyor ve kamuoyu nezdinde bir konuyu iyisiyle kötüsüyle tartıştırmayı stratejinin önemli bir parçası haline getiriyorlar. Bu konuda son zamanlarda dikkatimi çeken üç konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlardan birisi Müslüman Kardeşler ile ilgili. Bu konu aylardır Amerikan medyasından Suud, Mısır, İsrail medyasına her yer

Yeni bir sayfa açılırken…

Geçen haftalarda MİT, arşivinden çıkartarak yayınladığı karakalem bir Nazım Hikmet portresini "Özel Koleksiyon" başlığı ile kamuoyu ile paylaştı. Portre, 1950 yılında yapılmış ve pek çok araştırmacının ortak tahmini ile bir sosyalist olan Nazım Hikmet hayranı Rasih Güran'a aitti. Muhsin Kızılkaya'nın bu resimden yola çıkarak Rasim Güran'ın hayatını

Yas'ın ve umudun sesleri…

İşgal edilen coğrafyaların şarkıları, ağıtları kısadır. Beş-altı dakikaya hayat sığar. Kerkük türküleri de öyledir, göç türküleri de sürgün gurbet şarkıları da.Geçmişten gelen bu sesler bugün de yüreğimizi sızlatır. Günümüzde yaşanan acıları gelecek nesillere en iyi anlatacak olanlar da yine sanatçılar. Günümüzde de sayıları giderek azalsa da böyle

İstihbarat raporları

Geçen haftalarda Arap medyasında çıkan; Usame Seraya isimli bir gazetecinin "İhvan, Gazze meselesini kullanarak Mısır'ı İsrail'le savaşa sürüklemek istiyor" başlığı ve aynı konuya değinen gazeteci Abdülcelil Messaî'nin "Örgütün kampanyaları sistematik" diyen yazı özetleri dikkatimi çekti. Dikkatimi çekme sebebi "Müslüman Kardeşler"e ilişkin devam e

Kurtlukta düşmemek için!

İnsanı kolayca harcanacak sarf malzemesi olarak gören ideolojilerden, sistemlerden, komünizmden kapitalizme her türlü evreyi geçirmiş dünyada ortada olan tek bir gerçek kaldı! Herkes sadece ve sadece kendisine çalışıyor. Sınırların kalktığı "sev kardeşim" şarkılarını söyleten uluslararası sistemin hayal olduğu ortaya çıktı. Artık barış için şarkıla

Ekonomizm!

Ekonomiye yön verdiğine inandığımız kuralları ve formülleri bir fizik kanunu gibi tartışılmaz görmek, bir anlamıyla ilahlaştırmak. Adam Smith'ten bu yana dünya kadar ekonomik kriz yaşanmasına rağmen liberal ekonominin kurallarını tartışılmaz görmek. S.S. Öğün hocanın yazılarında, programlarında çok sık tekrar ettiği şekliyle "homo economicus" u put

Avrupa'yı kartpostal olmaktan çıkarmak

Seküler hayat ya da yeni hayatGeçenlerde Diyanet'in cuma hutbesinde "seküler hayat" kavramını kullanması dikkatimi çekti. Buradaki "hayat tarzı" itrazı elbette yeni değil. Sekülerleşme, maddecilik, bilimcilik düşüncesi ile birlikte değişen hayatı kıymetli tarihçimiz Zafer Toprak'ın "Türkiye'de Yeni Hayat İnkılap ve Travma 1908-1928" kitabı üzerinde