Barışın kurmayları

Nasıl bir dünya düzeniyle karşı karşıyayız... Tek kutuplu, iki kutuplu, çok kutuplu mu yoksa bir anarşiye doğru mu gidiyoruz Kaliforniya Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü David Wilkinson mevcut uluslararası sistemin, soğuk savaşın artık sona erdiğini varsaydığı 89 sonrası için tek kutuplu görünse de hegomonsuz olduğunu söylemişti.Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Muhammad al-Muhtar al-Shinqiti ise yaşadığımız süreci "jeopolitikanın geri dönüşü" olarak adlandırıyor. "Özellikle Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana görmekte olduğumuz dönüşüm, eski jeopolitik fikirlerin yeniden gündeme geldiğidir" diyen Shinqiti, AK Parti'nin 2022'de düzenlediği 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'nda dikkat çekici bir konuşma yapmıştı. Bölgemiz için İngiliz jeopolitikçi James Fairgrieve'nin "ezilme bölgesi" terimini kullanmıştı: "Bu terim Doğu Avrupa için kullanılmış olsa da bizim bölgemiz için de iyi bir tanımlama olabilir. Burası bir 'ezilme bölgesi' çünkü tarihsel olarak büyük kara güçleri, bu bölgede büyük deniz güçleriyle rekabet ediyor. Ve elimizde bir ya da iki seçenek var: Ya bu bölgeyi o büyük güçlerden koruyacak bir iç güç olmalı ya da bütün bölge büyük güçler tarafından yok edilip bölünecektir."Küresel sistemde çok büyük bir dönüşüm yaşanırken bölgemiz de kritik bir dönemden geçiyor. Tam da bu noktada Hakan Fidan'ın Türk Dışişleri'ni güçlendirme, yeniden yapılandırma çalışmalarını çok önemli buluyorum. Bu doğrultuda Dışişleri Teşkilatı'nı Güçlendirme Vakfı'nın önemli bir adım olacağına inanıyorum.Başta dış politikada büyük başarılara imza atan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türk diplomasisine nitelik kazandıracak ufku ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'a teşekkürü borç bilirim. Barışın kurmayları olan Türk diplomatlarına da selam ediyorum. TERCÜME ODASI'NDAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NADiplomasinin tarihi çok eski olsa da kurumsal olarak Hariciye Bakanlığı'nın kuruluşu 1836'da oluyor. 17. yüzyılın sonlarından itibaren Batı karşısında alınmaya başlanan başarısız sonuçlar neticesinde devletin içine düştüğü zaaflar 18. yüzyıla kadar fark edilmemişti. Osmanlı'da sorunun uzun süre askerlikle ilgili olduğu sanıldı. Osmanlı Devleti'ndeki ilk yenileşme hareketleri askeri karakterli ortaya çıktı. Reform alanı III. Selim'den itibaren genişlemeye başladı.Klasik sistemi yetersiz kılan unsurların başında Osmanlı Devleti'nin Avrupa ve diğer ülkeler hakkında istihbaratının ve haber alma kaynakların yetersizliği gelmekteydi. Devleti sıkıntıya sokan en önemli sorun, özellikle Avrupa dili bilen Müslüman ve güvenilir elemanların olmamasıydı.Tercüme işleri tamamıyla Fenerli Rumlara ihale edilmişti. Oysa bu tercümanların ne kadar güvenilir olduğunu, Napolyon'a Osmanlı Devleti'nin parçalanması hakkında planlar sunan ve Osmanlı elçisine gelen bütün yazıları Fransız Dışişleri Bakanı Talleyrand'a ileten Paris Elçisi Seyyid Ali Efendi'nin baş tercümanı olan Godrika örneği iyi açıklar.Mora Ayaklanması ile birlikte Fenerli Rum tercümanların işlerine son verilir. Ama koca imparatorlukta Divan-ı Hümayun mütercimliği için Müslüman bir tercüman bulunamaz. Akla, dönemin ulemasından