Seçimlere geçmiş zaman liderlerinin izinde gidiyoruz. Sandığın akıbetini, 1950 seçimlerinin 14 Mayıs tarihi ile "Yeter, söz milletindir!" sloganı belirleyecek görürüyor.Erdoğan daha önce de "Menderes'in ve Özal'ın devamıyız!" diye oy almıştı."Özal'ın devamı" pek olamadı.Menderes'in devamı olma iddiası ise hem havada hem çok riskli.Bir defa, basın v
Büyüdüğü semt insanın yazgısını etkiler.Tayyip Bey'i etkileyen Kasımpaşa olduğu gibi benzetmek gibi olmasın bendenizinkini de Sultanahmet belirlemiş olabilir.Dünya tarihinin iki-üç bin, tarihimizin dört-beş yüzyılı da bizim mahallenin (Yerebatan Sarayı arka sokağı) üç-beş km çevresinde yazılmıştır.Vefa Lisesi'nde tarih öğretmenimiz Reşad Ekrem Koçu
Sansürün en vahşi biçimi gazeteciyi hapse atmaktır.Daha da barbarcası gazeteciyi öldürmektir.Yazarları, yöneticileri ve çalışanlarıyla sansürün vahşi ve barbar hallerini Cumhuriyet gazetesi yaşadı...Pusular kurulup yazarları kalleşçe katledildi.Hiçbir tehdit, ceza, barbarlık ilk yayımlandığı gün ilan etmiş olduğu laiklik ve çağdaşlık ülküsünden bağ
Cumhurbaşkanı adayı kimi yaparsa yapsın, 6'lı masayı bekleyen çok önemli bir görev daha var:"Hiçbir şey olmasa bile, kesinlikle bir şey oldu" türü "numara"lara karşı hukuksal, fiziksel her önlemi almak.İktidar 20 yılda çok ustalaştı. Her tür numarayı çevirebiliyor. Bu etkinliğine, seçimlerden önce başlıyor, seçimler sırasında ve sonrasında da devam
EYT'lisi, XYZ'lisi, genci yaşlısı, emeklisi, emeksizi, işçisi, işsizi, Suriyelisi Afgan'ı, kaçağı- göçeği, iltisaklısı iltisaksızı ve ağrılı sızılısıyla yeni bir yıla daha girdik.Başımızda bu iktidar.21. yüzyılda, bu 21'nci "yeni yıl"ımız.Ne sevdamız bitti, ne kavgamız.Seçim anketleri tanığımız!Diyanet'in hem İsa ya hem Musa'ya yaranma eğilimi yüz
Altan Abi yaşını göstermiyor. Yazmaktan, toplantılardan ve konferans vermekten hissetmeye zaten vakti de yok.. Geçtiğimiz haziran 90. yaşını, birlikte çalıştığı "doksan" meslektaşı ile Ankara'da kutlamak için sözleşildi.O 90'ını bulmuştu ama biz bulamadık. Mazeretli, hasta, tren bileti bulamama veya "terk-i dünya" etmişlik gibi gibi irili ufaklı ne
Günlerdir eşsiz bir rezaletle yatıp kalkıyoruz.6 yaşındaki kızını, eşek kadar bir "herifi naşerif"e "eş" diye teslim eden teres babayı konuşuyoruz.O teres babayı Gogol'un roman kahramanı Taras Bulba sanan sayın savcılar da olmuş.Hz. Muhammed'in bir sözü var. Tayyip Bey'in dediği üzere, o savcılar, "Haksızlık karşısında susmuşlar ve dilsiz şeytan ol
O vakfı kuran, sarıklı cüppeli teres belli ki uzak görüşlü ve işini biliyor.AKP ile MHP'nin ülke yönetimini ele geçireceğini yıllar öncesinden sezmiş.Alparslan Türkeş'in ünlü "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız!" sloganından vakfına isim yapmış:(Hira-Nur, Mekke yakınında, Hz. Muhammed'e peygamber olduğu Kuran yolu ile "tebliğ" edildi
Kimilerinde "Mülkiye" alerjisi var. Nedeni bu okulun öğrencilerine mülk-gayrimenkul aşkı aşıladığını sanmaları olabilir mi "Önce Mülkiye- Sonra Türkiye!" diye uydurulan slogan da bu yüzden olmalı. Bugün kuruluşunun 163. yılını kutluyoruz. Siyasal Bilgiler Fakültesi-Mülkiye için, yaşatılan ve yaşanan zamanın ruhuna uygun bir iki söz etmek gerekiyor.
Sefil, şerefsiz, hain, satılmış. "Siyasette seviye düştü" diye karalar bağlayanlar var.Biri de benim 90'lık teyzem, "Evladım iyi ki artık mebus değilsin. Baksana ağza alınmayacak laflara!""Nasıl yani""Koca bakan muhatabına 'nah oy alırsın!' diye haykırıyor. Hadi, milletten çekinmiyor.. Eşinden çoluk çocuğundan da mı utanmıyor!""Teyzecim, karı koca
© 2016