Ahmet Tan

Cumhuriyet

Yaşasın beddua özgürlüğü

Bu seçimin yazgısını dua edenler ile beddua edenlerin oranı belirleyecek. Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyelerinin bile suç duyurusuna maruz kaldığı günler yaşıyoruz. Sokaklara çıkıp haktan hukuktan söz etmek, yasal gerekler yerine getirilse bile hayati risk taşıyor. Pahalılıktan çaresizlikten bunalan vatandaş için tek çare kendi kendine söylenmek.

İki bin yirmi dert yılı

"Yoksulun sırtından doyan doyanaBunu gören yürek nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğanaBilmem söylesem mi söylemesem mi"Âşık Mahzuni (1937-2002) ölüp kurtulmuş.Söylemekten geçtik. Yazanın, hele sosyal medyada paylaşanın da başı belaya girebiliyor.Hapse düşene yapacak bir şey yok:"Anayasa askıda."Yoksulluğa düşenler için ise "askıda ekmek" tek

Top o kadar da yuvarlak değil mi

Güneş, bu gece yarısı 365 gün 6 saatlik dünya çevresindeki turunu tamamlıyor, bizler de cumhur-cemaat yeni yıla giriyoruz. Yeni yıla nasıl girilirse öyle çıkılırmış. Geçen yıl adalet ile girdiğimiz söylenemez. Tayyip Bey ile girmiştik. Öyle de çıkıyoruz. Bizler adaletsizliğe alışamadık. Ama o her anlamda daha da us-ta-laş-tı! Buna yıl biterken bir

Hepimiz hükümzedeyiz...

Her yer karanlık. Pür nur o mevki.Külliye'nin günlük masrafı 30 milyon imiş.Simgesi ampullü iktidar sayesinde önümüz arkamız, sağımız solumuz karanlık.Gencinden emeklisine herkese daral geliyor.Nedenini siyaset bilimi profesörü açıklamış:"Dünü gelecek, yarını geçmiş sananların ülkesinde, güneş hiç doğmaz."Ve ampul de simge olur!İlliyet ya da nedens

Yazma molası okuma arası

Bir "yeni" anayasa yapma peşindeki Tayyip Bey ile "ofis açıp" bir el daha oynama derdindeki Kemal Bey tencere kapak, birbirlerinin mütemmim cüzüdür diye bir yazıya başladım. Sonra hatırladım mı, "ofis" dışında beş yıl önce aynı sözcüklerle yazmışım. Reyiz'in hallerini İstanbul'un başına geldiğinden bu yana çeyrek asırdan fazladır yazan yazana. Bakk

ABD Atatürk'ünün nutku

Türkiye'nin ışığa ihtiyacı var. Özellikle tarihin penceresinden, tarih yazmış kişilerin tutacakları ışığa. "Tarih yazmış" deyince, elbette ve çok şükür ilk akla gelen Mustafa Kemal Atatürk'tür, "ışık" deyince ise Nutuk ya da Gençliğe Hitabesi... Ama ne yazık ki bugünkü iktidar sahipleri için Mustafa Kemal yeterince aydınlatıcı ve yol gösterici deği

Akıl ötesi kasım...

"...Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." İlelebet payidarlığın (sonsuzluğun) en onurlu dönemeci Cumhuriyetin 100. yılı idi. Kıymetini, ne Reyiz bilebildi ne de Bay Kemal. 29 Ekim'de caddelerden, meydanlardan taşan, Anıtkabir'e akan milyonlar onların havasından çok şükür etkilenmedi. Reyiz'in öteden beri fikriyle, zikriyle başka â

İbiş ile Memiş mahkemeleşmiş...

Kemal Bey hayırlısıyla mutfağına çekildi. Darısı Tayyip Bey'in başına. Ya sabır ya selamet, ya akıl ya keramet. Oturdum klavyenin başına. Son dakika haberlere göz atmak hem farz hem sünnet: Demirel'in "Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz, mahkemeye ibadet girerse adalet kalmaz!" sözü sosyal dolaşımda. Çok dikenli bir laf. Geçelim. "Salomon züğürtl

İkiyüzlülük ayıp bu birinci yüzyıl!

İkiyüzlü olmak ayıp, birinci yüzyılı Cumhuriyetimizin. Kutluyoruz.Son seçime göre yüzde 48'imiz candan gönülden kutluyor. Yüzde 52'imizin tümü değil ama temsilen AKP iktidarı da "kendi hedefi"ni kutluyor. Başarıyla karpuz gibi ikiye bölündük. İki tarafın da artık kendi hedefi var.İktidarın dünkü mitingi çok kalabalıktı ve sembolikti. Devletler mesa

Helallik...

"En az vaat edeni seç ki hayal kırıklığın az olsun!" Baba nasihatı... Eş seçimi, iş ortağı seçimi, sigorta veya banka seçimi dahil buna. Seçim sadece millete mahsus bir iş değil. Milletvekilleri de seçiyor onlar da seçiyor. Seçerken de çok zorlanıyorlar. Bir sonraki hafta sonu Cumhuriyeti kuran partimizin kurultayı var: "Değişimciler" ile "Değişmem