Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Onlar yoksa kitapları var!"

Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkîhazretleri, büyük velîlerdendir. Delhi'de yaşayıp 633 (m. 1235) senesinde Hindistan-Delhi'de vefât etti.Bir buçuk yaşında iken,babası ayrıldı dünyâdan.Onun yetişmesiyle annesi meşgul oldu.Daha sonra Muînüddîn-i Çeştî adında bir evliyâ zâtbir gün bir vesîleyle oraya gelmişti.Kutbüddîn, on yediyaşındaydı o zaman...Bu zâtı görün

"Bunda bir hikmet var!.."

Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin yaşı kırka erince, hiç kalmadı dünyâya rağbeti.O günlerde hanımına;"Yakında benim için büyükbir hâdise olacaktır"derdi.Bir gün de elinebir ayna aldı ve;"Gel beraber bakalım"buyurdu.Kadıncağız onu aynada pîr-i fâni, ihtiyar olarak görünce, anladı yakında vefât edeceğini.Bu hâli, talebesinebildirmek gâyesiyle;"Velîle

Onu gören, Allahü teâlâyı hâtırlardı...

Büyük velîMuhammed Bâkî Billâhhazretleri, giyinmede sâdeliği severdi.Ve her gün, aynıyemeği getirseler;"Başka yemek getiriniz!"demezdi.Hep abdestli olmaya çalışırdı.Zayıftı, ama yine de çok ibâdet yapardı.İbâdet yaparken yorulsa, kalkıp abdestini tâzeler ve ibâdetine devam ederdi...İslâmiyetin her emrineriâyet eder, tam uyardı.Bir edebi bile yapmak

"Velîler nasıl anlaşılır efendim"

Büyük velîMuhammed Bâkî Billâhhazretleri; talebesinde kötü bir hâl görseydi, kusûru kendinde arar,"Bütün bunlar bizden oluyor. Biz iyi olsaydık talebemiz de iyi olurdu"buyururdu.Emr-i mârufu da yumuşak yapar, bir gönül yıkmamaya çok dikkat ederdi.Birisini uygunsuziş yaparken görse;"Bu, doğru değil"diye ortaya söylerdi.Onun yanında, kimsekimseyi köt

"İşte size kurtuluş reçetesi!"

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin genç bir komşusu vardı.İçki içip her türlü fenâlığı yapardı. Mübârek zât, gencin bu hâllerini biliyor, ama bir şey demiyordu.Ancak talebesinden biri ihbâr edince; memurlar, yakalayıp hapse attılar bu genci.Ama Bâkî Billâh hazretleri,bunu duydu ve çok üzüldü!Çağırıp, sitem ettiihbâr eden genc

"Hidâyet Allah'tandır kardeşlerim"

Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin yanına, Hristiyan ve Yahûdîlerden bir grup insan geldi.Onları îmâna dâvet etti.Ancak kabul etmediler.O vakit açtı ellerini,"Yâ Rabbî! Bunlara hidâyet ver de cehennemde yanmasınlar"diye duâ etti...Az sonra önünde diz çöküp Kelime-i şehâdeti söylediler.Dahası, eliyle meshetti yüzlerini.O anda "perde kalktı" gözlerind

Muvaffak olmanın iki sırrı!..

Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin çok kerâmetleri vardı. Ama belli etmezdi mübârek zât.Üç yaşında bir çocuk, yüksek bir duvardan, taş zemîne düşmüştü bir gün.Kulağından kan gelip,o anda kesildi nefesi.Annesi, onu kucağına alıp koştu Bâkî Billâh hazretlerine."Efendim! Bir himmet edin de yaşasın çocuğumuz"diye yalvardı.Bu büyük velî de,acıdı kadıncağ

Asil davranış karşısında utanan adam!..

Muhammed Bâkî Billâhhazretleri, bir gün birkaç talebesiyle bir velînin kabrini ziyârete gittiler.Türbedâr, onların geldiğini görünce kalktı ve acele bir iskemle getirip koydu kabrin yanına.Üzerine de bir minderyerleştirdi.Bâkî Billâh hazretleri otursun diye.O esnâda terbiyesiz biri gelip iskemleyi, minderi görünce;"Bunu kim için getirdiniz"diye sor

"Bana himmet edin efendim!"

Muhammed Bâkî Billâhhazretlerinin zamânında bir gençvardı ki, tek arzusu evliyâlıkta yükselmekti.Çok büyük zâtlar gördü.Ama bir türlü kalp gözüaçılmıyordu.Bir gece kalkıp;"Yâ Rabbî! Beni, sevdiğin bir dostuna kavuştur"diye yalvardı.Duâsı kabul oldu.O gün işitti "Bâkî Billâh" ismini.Henüz kendisini görmedenmuhabbeti yer etti kalbinde.Ertesi gün yold

Yoğurt getirentalebe...

Muhammed Bâkî Billâhhazretleri çok şefkatliydi. Bir zamanlar kıtlıkolmuştu Lâhor'da…Bir lokma "ekmeğe"muhtaç oldu insanlar.Onların hâline öyle üzülürdü ki, evde yemek yiyemezdi!Sebebini soranlara;"İnsanlar açlıktan kırılırken bizim yememiz insafa sığar mı"derdi.Delhi'ye, atla giderdi ekseriyâ.Ama yolda yaya giden fakîrleri görseydi, atından inip, o