Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Kötülük çabuk yayılır!"

Buhâra'da yetişen evliyânın en büyüklerinden Seyyid Emîr Külâlhazretleri, bâzı sevdikleriyle bir gün sohbet ediyordu.Hac mevsimiydi.Bir ara;"Şu anda bütün hacıları görüyorum"buyurdu.Sonra hacılar ne yapıyorsa bir bir anlatmaya başladı.Ancak biri, inanmadı dediklerine."Hiç buradan Kâbe görülür mü" diyordu içinden...Emîr Külâl hazretleri,onu yanına ç

"Bu beldede ne işiniz var"

Seyyid Emîr Külâlhazretleri, ilim ve mârifette devrinin bir tekiydi.Sâyesinde çok insan kavuştu hidâyete.Bir gün Medîne'den bir grup insan geldi o beldeye. Hepsi de ilim ehli kişilerdi.Maksatları, Emîr Külâl hazretlerini ziyâret etmekti.Buhâra'ya gelince;"Suhari beldesine nasıl gideriz"diye sordular ahâliye.Zîra bu beldede otururdu büyük velî.Ancak

Ölüm meleği gelmeden!..

Seyyid Emîr Külâlhazretlerine, bir gün gencin biri;"Efendim, Azrâil aleyhisselâm geldikten sonra tövbe etsem kabul olur mu" diye suâl etti bu zâta.Büyük velî sordu ona:"Senin mesleğin ne evlâdım""Terzilik efendim.""Terzilikte en kolay şey nedir""Kumaşı kesmektir.""Kaç senedir kumaş kesiyorsun""Yirmi senedir.""Peki, Azrâil aleyhisselâm rûhunu almaya

"Kim Allah'tan korkarsa..."

Seyyid Emîr Külâl(Gilâl) hazretleri, bir gün birkaç talebesiyle sefere çıkarlar.Bir "aslan" çıkar önlerine.Çocuklar korkup; "Eyvâh hocam, şimdi ne yapacağız" derler.Büyük velî;"Korkmayın, o bize zarar yapmaz"buyurur.Sonra yaklaşır o hayvana.Yelesini tutup okşar, sever.Hayvan, hürmet gösterir gibi hareketler yapar ve uzaklaşır.Hem de geri geri.Çocuk

"Kırılan o dişi bana verin!"

Buhâra'da yetişen evliyânın en büyüklerindenSeyyid Emîr Külâl(Gilâl) hazretleri, hocasının şehri olan Semmas'ta bulunurken iki köy halkı arasında bir sebepten dolayı anlaşmazlıkçıktı. Sonra büyüdü.İş kavgaya döküldü.Ve birinin dişi kırıldı.Dişi kırılan kimse ve taraftarları, kırılan dişin diyetini almak için hâkime mürâcaat edeceklerdi.Fakat bunu t

Kutlu yolculuk...

Buhâra'da yetişen evliyânın en büyüklerindenSeyyid Emîr Külâl(Gilâl) hazretlerinin kabr-i şerîfi, Buhâra'nın Sühari beldesindedir.Timur Hân'ın babası, Emîr Toragay Hân olup sâlih bir Müslümandı.Oğlu Timur'u çok iyi yetiştirmişti.Vefât edince yerine Timur geçti.O da babası gibi velîleri çok severdi.Bir gün hocasıyla birlikte Seyyid Emîr Külâl hazret

"Yolunu mu şaşırdın evlât"

Rumeli fâtihlerindenHamza Babahazretleri zamânında bir kişi, yolculuğa çıkar.Edirne'ye gidecektir.Mevsim kış ve soğuktur.Az sonra bir "tipi" başlar.Sonra şiddetlenir!Öyle ki; bir metre ilerisi görünmez.Yolcu şaşırır yolunu.Kalakalır olduğu yerde.Çâresizdir!Açar ellerini, yardım ister âlemlerin Rabbinden:"Yâ Rabbî! Sevdiğin bir kulunu bana yardımcı

"Allah'ın kullarınısevindir"

Rumeli fâtihlerinden Allah dostu bir velî vardır. Hamza Baba.Kerâmet sâhibi bir zâttır.Ziraatle uğraşır.Büyük bir meyve bahçesi vardır.Mahsulü toplayınca hemen hesaplayıp "uşrunu" verir.Ya diğer insanlarOnların yoktur böyle bir dertleri.Îkaz etse de dikkate almazlar.Bir gün "yangın" çıkar o havâlide.Ne kadar bahçe varsa, yanar kül olur.Biri hâriç t

"İnsanların dertlerine devâ ol!"

Tirmiz'de dünyâya gelen Hakîm-i Tirmizîhazretleri, kusûru dâima kendinde bilir, kimsede hatâ kusur aramazdı.Birine darılsaydı, daha iyi davranırdı o kimseye.Herkese ihsânda bulunur, kendini üzenlere daha çok ihsân yapardı.Komşuları da bilirdi bunu. Bir gün komşuları geldiler.Onun hanımına;"Hakîm-i Tirmizî'nin hiç kızdığı oluyor mu" diye sordular.Ha

Nehre atılan kitap!..

Hakîm-i Tirmizîhazretlerinin tasavvufla ilgili bir kitabıvardı ki, çok önemli ilimlerle doluydu.Onu bir talebesine verip;"Git, bunu Ceyhun Nehri'ne at da gel!"diye emretti.Talebe, "peki" dedi.Ve onu alıp nehre vardı.Ama atmaya kıyamadı.Döndüğünde sordu hocası:"Kitâbı attın mı evlâdım""Attım hocam.""Peki, ne gördün atınca"Başını öne eğdi."Bir şey gö