Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Ekonomi ve savaş

Rusya'da Shoygu'nun vazifeden alınması ve yerine ekonomist kökenli Beluosov'u atanması çok mühim bir gelişme sayılmalıdır. Bu, Rusya'nın Ukrayna savaşının yakın bir gelecekte sona ermeyeceğini ve giderek boyut değiştirerek genişleyeceğini düşündüğünü ortaya koyuyor. Rusya'nın daha büyük bir hesaplaşmayı dikkâte alarak tekmil ekonomisini savaşa göre

İlke-değer kavgası

Kuzeyimizde Ukrayna-Rusya savaşı, güneyimizde ise İsrâil-Filistin savaşı tekmil şiddeti ile devâm ediyor. İlki iki seneyi aştı. Diğeri ise yedi ayı buldu. Aralarındaki ortak payda, taraflardan birisinin diğerini işgâl etmesi olarak gösterilebilir. İlkeler itibârıyla bakılacak olursa, bir insanın her ikisine de karşı çıkması mânâlı bir tepkidir. İlk

Bundan sonra neler olabilir

İsrâil Refah'ta, tekmil ateşkes ve barış gayretlerini hiçe sayarak korkunç bir katliâmı başlattı. Her şey insanlığın gözü önünde yaşanıyor. Ne yazık ki elden bir şey gelmiyor. Uluslararası kurumlar ve hukuk tam mânâsıyla felç olmuş vaziyette. Batılı devletler ikiyüzlülüklerinde zirve yapmış durumda. Söylemde bunu kınıyorlar. Velâkin İsrâil'e her tü

Neocon Avrupa

ABD siyâsal târihinde Nixon devri bir kırılmayı ifâde eder. Bu kırılma sâdece ABD açısından değil, küresel gelişmeleri de belirleyen bir mâhiyete sâhiptir. 1945-1960 arasında kızışan ve dünyâyı topyekûn bir yıkımın eşiğine kadar getiren ABD-Sovyetler Birliği arasındaki gerilim bu târihten itibâren, karşılıklı diyalog mekanizmalarının inşâ edilmesi

İfâde hürriyeti

1970'li senelerde Türkiye'de siyâsal gündemde fikir ve inanç hürriyeti yoğunlukla tartışılırdı. Hedefte Türk Cezâ Kânunun 141,142 ve 163. maddeleri vardı. Sol kesim daha çok ilk ikisi ile, sağ kesim ise ikincisi ile alâkadardı. Burada dikkat çeken husus, ifâde, toplantı ve örgütlenme hürriyetlerinin ki bunlar da dile getirilirdi, fikir ve inanç hür

Batısızlaşma

Dünyâ târihinde büyük değişimlerin olduğu iddiasına soğuk bakanlardanım. İlk Çağ, Orta Çağ, Modern Çağ(lar) vb. ayırımları hep sorunlu buldum. Soğukkanlı ve maddî yapıları dikkate alan bir yaklaşımla bakacak olursak üç ana örüntüden (pattern) bahsedebiliriz. İlki, târihin kâhir ekseriyetini oluşturan zirâî tarihlerdir. Zırâî târihler devletli (preb

Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir

Savaşlar çok defâ siyâsal-kültürel-ideolojik değişkenlere dayalı olarak açıklanır. Buna göre taraflar bu değişkenlere dayalı olarak uzlaşmaz bir çelişkinin taraflarıdır. En barışçıl devirlerde bile savaş, kuvvetli bir ihtimâl olarak kapıdadır. Bir kıvılcım onu yangına çevirir. Hâlbuki savaşın doğrudan veyâ dolaylı olarak maddî sebepleri vardır. Kad

Tiyatroya karşı çadır tiyatrosu

Gelişmeleri hatırlayalım. Evvelâ İsrâil İran'ın Şam Konsolosluğunu vurdu. Bu saldırıda, uluslararası hukukta İran toprağı sayılan bu binâda çok sayıda İranlı yüksek rütbeli subay hayâtını kaybetti. İsrâil'in niyeti bir denklemi bozmak, Gazze savaşının tesir sâhasını genişletmek, doğrudan İran'ı bu savaşa dâhil etmekti. Bu durumda Batı desteği hemen

Târihin doğru yerinde durmak

İsrâil ile İran arasında gerilen ipler kopma noktasına geldi. Yanına ABD ve Birleşik Krallık başta olmak üzere Batı desteğini alarak savaşı büyütmek isteyen İsrâil'in beklentileri şimdilik suya düşmüş görünüyor. ABD ve Birleşik Krallık en azından söylem seviyesinde, İsrâil'in işi büyütmemesi gerektiğini; eğer ısrar ederse kendisini bir daha destekl

Denklemciler ve denklembozucular

Beklenen oldu. İran, İsrâil'e bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Niyeti, İsrâil'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği ve üst seviye İranlı komutanların ölümüyle neticelenen hâdisenin intikâmını almaktı. Evet, senelerdir devâm eden İran-İsrâil geriliminin ve bir bakıma dolaylı savaşının boyut değiştirdiğini, artık doğrudan bir savaşa doğru evr