Mustafa Kutlu

Yeni Şafak

Mahalle baskısı

Yeni Şafak MUSTAFA KUTLU - Mahalle baskısıİnsanlar "mahalle hayatını" özlemle hatırlıyor; bazıları "Ah nerede o huzurlu-şen günler" diye iç geçiriyor.Bu yüzden TV yapımcıları "Şöyle sıcak bir mahalle dizisi çeksek de krizi aşsak" diye düşünüyor. Perihan Abla'dan bu yana hep böyle. Şu anda oynayan dizilere bakıyorum çoğu bahçeli-ahşap bir evde geçi

Nar hikâyesi

Yeni Şafak MUSTAFA KUTLU - Nar hikâyesiGüzel uyandı Cama dayandıCam kırıldı Kana boyandıBu bir bilmecedir. Halk muhayyilesinin şiirle yoğurup ürettiği nadir örneklerden. Cevabı: Nar.Ağaçları umumi olarak severim, aralarında hususi muhabbet duyduğum çoktur; bunlardan birkaçı: çınar, ıhlamur, meşe, erguvan, mor salkım, Trabzon hurması.Nar da öyle.

"Solgun bir gül oluyor dokununca"

Yeni Şafak Mustafa Kutlu - "Solgun bir gül oluyor dokununca"İstanbul'a gelişimin üzerinden yirmi iki yıl geçti. Bir taşralı olarak yerleştiğim bu şehri geçen zaman içinde tanımaya çabaladım. İstanbul kendini kolay ele veren bir şehir değildi ve zor oldu bu iş. Zor, çünkü "İstanbul kimliği" artık çok derinlerde bulunuyor. Elmasın parıltısını yakala

Arkadaşım iğde

Yeni Şafak Mustafa Kutlu - Arkadaşım iğdeBu yazıyı yazmayacaktım. Bahar erdi, her yan yeşile kesti, İstanbul'da "Erguvan Şenlikleri" yapıldı, bütün bunlar bile kışkırtamamıştı beni.Hani her yıl bir "Bahar geldi" yazısı yazmak adettir ya!.."No'lmuş yani" diyordum içimden; canlı-neşeli-kıpır kıpır olan her şeye kayıtsız kalarak.Onca yoksulluk, onca

Kaybolan karanfil

Sabah gözlerimi keskin bir karanfil kokusuna açardım. Güneş basma perdelerden sızmış, cam önündeki karanfilin moruna vurmuştur. Nasıl da parıldar ama. Yer yatağında yatıyorduk. Sekiz-on yaşlarında olmalıyım. Her sabah bir karanfil kokusuna uyanırdık. Yaz-kış cam önünde bir karanfil saksısı; babaannem torunlarını sever gibi severdi onu. Ninelerimizi

Semaver

Çayla ilgili uzun uzun tarihî-coğrafî malumat vermek istemiyorum. Ancak şurasını belirtmeli, ülkemizde çay alışkanlığı ellili yıllardan sonra arttı. Önceleri kahve daha ağır basıyordu. Doğu illerimizde (belki de soğuk sebebi ile) çay tutkusu çok derindir. Bir sınır çizmek lazım gelirse belki şunu diyebiliriz: Rusya'dan Azerbaycan'a, oradan Erzincan

Andırın hatırası

Yeni Şafak Mustafa Kutlu - Andırın hatırasıKonya-Adana-Kadirli üzerinden damadımız Salih Zengin'in memleketi Andırın'a gidiyoruz. Benim gibi hikâyelerinde çokluk kasabayı konu alan biri için bu önemli. Ondan ötesi Maraş'ın Andırın kazasına da ilk defa geliyoruz. Daha da önemlisi o unutulmaz "İkindi Yazıları" dergisinin çıktığı matbaayı, rahmetli M

Bülbül nerede

Yeni Şafak Mustafa Kutlu - Bülbül neredeEn son ne zaman bülbül dinlediniz, diye sorsam; "Bırak yav, her rengi bitirdik tek fıstıkî yeşil mi kaldı" cevabını alacağımı biliyorum. Kimsenin umrunda değil, kuş sesi, bülbül sesi. Adam "Dinle abi, şu sese bak, şu sese" diyerek son aldığı arabanın motor sesini tercih ediyor. Gaza hafif hafif dokunup "Ben

Güre'de bir cami

Yeni Şafak MUSTAFA KUTLU - Güre'de bir camiMustafa Ruhi Şirin'eGüre Edremit'e bağlı bir belde. Bir yanı Akçay, öte yanı Altınoluk. Sırtını Kaz Dağları'na vermiş, önü deniz.Akçay ve Altınoluk gibi beton-yapılaşmanın istilasına uğramamış. Pınarbaşından kaynayan buz gibi su hem çeşmelerden akıyor (gün boyu) hem araziyi suluyor. Güre asırlık çınarları

Gül tutan el

Yeni Şafak Mustafa Kutlu - Gül tutan elHazarfen Necmeddin Okyay'ın elinde gül tutan bir resmi vardır. Gülden ve değirmi beyaz sakallı mütebessim yüzünden nurlar saçılan bir fotoğraf. İlk nerede gördüm hatırlamıyorum. Ve ilk kez Necmeddin Okyay'ın bir fotoğrafını görüyordum (o sırada hakkında fazla bir şey de bilmiyordum); dedim ki, işte aradığın y