Kar yazısı

Kar her şeyi örtüyor (saklıyor). Tek renge bürüyor: Beyaz. Bu bir nevi renksizlik. Bir nevi "nötr" hali. Aynı zamanda temizlik, saflık, duruluk.Kar böyle sessiz, sedasız yağıverince; belki bu kar tanelerinin ağır ağır yeryüzüne inişinden geliyor, her yanları bir sükûnet kaplıyor.Her şey herkes durup (hareketten kesilip) karın yağışını izliyor. Belki de bu yüzden karı izleye izleye içimize dönüyoruz; ruhumuza.Derken içinde kar geçen şiirler, mısralar, bölük pörçük anılar sökün ediyor. Kar için çok şiir yazılmıştır ama seçkin örneklerinden tadımlık mısralarla yetineceğiz.Bir beyaz lerze bir dumanlı uçuşEşini gâib eyleyen bir kuş gibi karGeçen eyyâm-ı nevbaharı arar.(C. Şehabettin Elhan-ı şita)Baharı kar mı, arıyor şair mi Herhalde ikincisi. Yaşlanmış mıdır acaba, yeniden bahara dönmek mümkün müdürYahya Kemal'in "Kar musikileri" şiiri Varşova 1927 tarihli.Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir buBin yıl sürecek zannedilen kar sesidir buBeytiyle başlar. Yahya Kemal bütün yükü "kar sesi"ne bağlamış. Var mı böyle bir ses. Öyleyse nedirBir kuytu manastırda dualar gibi gamlıYüzlerce ağızdan koro halinde devamlıZihnim bu şehirden bu devirden çok uzaktaTanbûrî Cemil Bey çalıyor eski plaktaBirdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyleGönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyleKar sese, (musikiye) dönüşüyor. Yahya Kemal'in alıp İstanbul'a götürüyor.O artık uykusunda Körfez'i (Kanlıca) görecek ve pembe bir tebessüme bürünerek uyuyacaktır.Oysa Ahmet Muhip Dranas'ın mısraları böyle değil. Kasvetli ve dramatik.Kardır yağan üstümüze gecedenYağmurlu, karanlık bir düşüncedenVe nihayet İsmet Özel.Konvoylar geçiyor meşelikler